“Organize veya bireysel suçları, çocuk pornografisi, sanal bet ve bankacılık alanlarında vuku bulan suçlar gibi konuları ele alan bir yasa” olarak ana muhalefet partisinin dahi şu anda hararetle savunduğu Bilişim Suçları Yasası, Yürütmeye ve Polis Teşkilatına verdiği yetkilerle en temel haklarımızı ihlale açık hale getireceğinden endişe ettiğimiz birtakım hükümler içermektedir. Bu yasa hükümlerinin neler olduğu ve ne gibi sonuçlar doğrubileceğine dair değerlendirme yapma gereğini bu endişeyle hissediyorum.
Mahkeme Kararı Olmadan Erişim Engeli
Erişim engeli uygulamasının yasada büyük ölçüde Mahkeme kararına bağlanması olumlu olsa da Mahkeme kararı olmaksızın erişim engeli konulabilecek istisnalar arasında yer alan “Ceza Yasası’nın 63’üncü maddesine aykırı yayınlar” fıkrası endişe vericidir.
Ceza Yasası’nın 63. Maddesi yürütme erkine yasa dışı cemiyet ilan etme yetkisi veren insan hakları hukuku bağlamında geri kalmış, değiştirilmesi gereken bir yasa maddesi iken, yeni çıkan bir yasanın mahkeme kararı olmadan yayına erişiminin engellenmesi maddesine istisna olarak koyulması manidardır.
Ceza Yasası’nın 63. Maddesiyle ilgili toplumsal hafızamızı tazelemekte fayda gördüğüm bir diğer husus; evde kitap bulundurmaktan yargılanmaya yol açan ‘Tasarrufunda Yasa Dışı Cemiyete Ait Müfsit ve Propaganda Niteliğinde Yayınlar Bulundurmak’ suçunun da kaynağı Ceza Yasanın 63. Maddesinde yürütme tarafından yasa dışı kabul edilen cemiyetleri referans vermektedir. Terörle mücadele kapsamında yer alacak düzenlemelerde yürütmenin belirleyici olmasının temel hakların idare tarafından ihlaline açık konuma getirdiğinin dünyada ve tarihte sayısız örneği mevcuttur.
Ceza Yasası’nın oldukça eski olan ve insan hakları külliyetına uyumlu hale getirilmesi gereken hükümlerini Meclis’in yeniden düzenlemek yerine bu yasa hükümlerini referans vererek yürütmeyi daha da yetkilendirecek yeni yasa maddeleri koyması bu bakımdan kaygı vericidir. Bakanlar Kurulunun emirnamesinin bir örgütün yasa dışı ilan etmesiyle artık yalnızca broşürünü bulundurmak suç olmayacak aynı zamada onun yayınlarına mahkeme kararı olmadan erişim engeli de konabilecektir. Yasa bu yetkiyi verdikten sonra Yürütmenin bunu nasıl kullanacağının garantisini bu yasayı onaylayan vekiller halka nasıl verecektir?
Erişim Engeli Kararının Kuruma İletilmesi Koruma Emrinin Şiddet Uygulayıcısına Tebliğinden Daha mı İvedi ki Benzer Düzenlemeler yıllardır Aile Yasasında Yapılmıyor?
Kadına yönelik şiddet durumunda alınan koruma emirlerinin tebliğiyle ilgili yaşadığımız sıkıntılar ortada ve yasama organı tarafından çözülmemişken erişimi engel kararının AYNI GÜN, DERHAL kuruma iletilip, EN GEÇ KARARIN BİLDİRİLDİĞİ ANDAN İTİBAREN 4 SAAT İÇİNDE erişim engelinin konması minvalinde yapılan bu düzenlemelerden; yasama organının bir yayının internet erişimine engel koymayı, şiddete uğrayan bir kadına şiddet uygulayacısının yaklaşamamasından daha ivedi gördüğünü de anlamaktayız.
Telefona, Bilgisayara Polis Tarafından El Konulmasının Uygulamada Yasanın Sınırını Aşarak Özel Bilgilere Erişim Tehlikesi ve İletişim Araçlarının Uzun Süreler Zaptedilmesi
Sondan başlayalım, uygulamada bu yasa daha geçmeden dahi polisin soruşturma maksatlı bir cep telefonunu emare alması polisteki teknik ekibin sınırlılığından çok uzun sürerken yasayla belirtilen suçlar üzerinden alıkonulması çok uzun süreler cep telefon/ laptop/ bilgisayar vb iletişim araçlarından mahrum olunacağını açıkça ortaya koyuyor.
Ancak bundan daha önemlisi; telefonun veya bilgisayarın bilişim suçu oluşturacak bir unsurun var olduğu şüphesiyle alınmasının telefon ya da bilgisayardaki diğer özel bilgileri koruyacak nitelikte bir tedbir öngörülmemesi. Misal benim bir internet yayınını yapıp yapmadığım araştırılırken laptobumdaki müvekkillerimin, davalarımın, ailemin, kendinin, özel yaşamımı oluşturan tüm unsurların da erişime açık olması çok büyük bir tehlikedir. Bu tehlikeyi bertaraf edecek bir kuralın olmayışı, Kişisel Verilerin Korunması Yasası bakımından da sakıncalar barındırır. Bu düzenlenirken soruşturma konusu malzeme ile sınırlı kalması ve bu prosedürün ivedi olarak gerçekleşmesi için özel kurallar konması gerekirdi ancak yasa koyucu bol kepçe zaman dağıtarak DAVANIN AÇILMASINDAN (davanın ne zaman getirileceği de muamma) itibaren 3 ay süre koymuş ve Mahkeme kararıyla bu süreyi 6 ay daha uzatmayı öngörmüştür.
Trafik Bilgilerinin Kayıt Altına Alınmasını Koruyucu Özel Düzenleme Yok
Yasada “içerik hariç olmak üzere, elektronik haberleşme şebekesinde gerçekleştirilen her türlü erişime ilişkin olarak tarafları, zamanı, süreyi, yararlanılan hizmetin türünü, aktarılan veri miktarı ve bağlantı noktalarını anlatır” olarak tanımlanan trafik bilgileri aslında internette yaptığımız hemen her şeyi içeriyor. Yasa bunların 2 yıl boyunca sunucularda saklanmasını ve gizliliği sağlanarak kaydedilmesini öngörüyor.
Yani 2 yıl boyunca internette ne yaparsak artık kaydedilecek. Ancak yasal bir gereklilik ya da mahkeme kararı olmadan paylaşılamayacağı kurala bağlanan bu en mahrem bilgimizin uygulamada gizliliğinin nasıl korunacağını, kimin bu kayıtları tutacağını ve gizliliğini gerçekten nasıl korunacağı maalesef şüphelidir.
Yasa internet üzerinden suç oluşturan çocuk pornosu yayınlamak, sahtecilik, dolandırıcılık yapmak gibi yasayla suç sayılmasının toplum menfaatine düzenlemeler de içerse de yukarıda anılan maddeler temel haklarının sınırlandırılmasının sınırlarını muğlak bıraktığından ve yürütmeye ve polise ucu açık yetkiler verdiğinden ifade özgürlüğü, haberleşmenin gizliliği ve özel hayatın gizliliği gibi temel haklarımızı ihlale açık hale getireceği aşikardır.
Genel Kurulda yasa geçerken vekillerin yapmış olduğu konuşmalardan da yasanın temel saikinin çocuk pornosunu, sahteciliği, dolandırıcığı engellemenin ötesinde yönetenlere sosyal medyada yapılan eleştirilere cezai ve hukuki işlem başlatabilmenin yolu açılacağının heyecanıyla yaptığı konuşmalardan anlaşılmaktadır.
Mobese Yasasını savunarak oybirliğiyle geçirten şu anki ana muhalefet partisinin bu yasayı da savunarak temel hak ve özgürlüklerin korunduğunu ifade etmesi tesadüf değildir. Ha özel güvenlik kamerası ha mobese diyen CTP’li vekiller şimdi de ha Big Brothers bizi izlemiş ha kktc polisi ne fark eder mi diyecektir?
Bağımsızlık Yolu PM Üyesi
Av. Cansu N. Nazlı