“Daha ne kadar kalacaksın” diye sormuştum sana…
Önceleri “daha ne kadar kalman gerek” diye soruyordum sana…
O zamanlar senin kalmanın bir gereklilik olduğunu, uygun zaman geldiğinde gideceğini düşünüyordum…
Onca yaşanmışlık vardı ne de olsa, bir çırpıda gidemeyeceğini biliyordum, ama elbette gidecektin, yapamıyorduk çünkü artık, gidecektin, o yüzden olabildiğince acısız olması için sabrediyordum…
Artık öyle değil…
Artık “zamanın eli değdi bize, çoktan değişti her şey, aynı değiliz ikimiz de”…
Aslında bazen senin en başından beri aynı olduğunu düşünüyorum…
Bazen taa en başından beri sormam gereken sorunun “daha ne kadar kalman gerek” değil “daha ne kadar kalacaksın” olması gerektiğini de düşünmüyor değilim…
Hatta bazen gidip kalmak meselesinin soru soran tarafının ben, cevap veren tarafının ise sen olduğu bir durumda kalmak da rahatsız ediyor beni, doğrudan “gider misin” mi desem diye düşünüyorum, ya da belki “git”…
Ama ben hiç alışmamışım ki sesimi yükseltmeye…
Hele sana karşı yükseltmeye…
Yapmadığım şey değil, biliyorsun, hatta bazen her şeyi, ama her şeyi göze alarak sesimi yükseltmiştim sana karşı…
Ama bir “alışkanlık” olmamıştı hiç bende sesimi yükseltmek…
Oysaki en güzel alışkanlığım olurdu bu…
***
Bu meseleyi kişiselleştirme, ama git artık…
İzin vermiyorsun, hiçbir şeye izin vermiyorsun…
Denizi görmek istiyorum, nerdeyse her yerde karşıma çıkıyorsun…
Hani biz bir adada yaşayacaktık, hani dört bir yanımız deniz olacaktı,neden dört bir yanımda sen varsın ? Sen deniz kokmuyorsun, senden tatlı rüzgarlar esmiyor bana…
Bir zamanlar öyleydi belki, belki bir zamanlar iyiydik, belki de değildik, hatırlamıyorum, ama artık önemi yok, şu anda, şimdi, artık sana daha fazla tahammül edemiyorum…
Biliyorum kolay kolay toplanmaz o bavullar, kolay kolay taşıyamazsın eşyalarını, ama burası benim evim…
Biliyor musun, al hadi, bütün eşyaları al götür, bana evimi ve yalnızlığımı bırak yeter, bana kendimi bırak yeter…
“her şeyi al, bana beni geri ver bir şansım olsun… başka yer, başka zaman sensiz ömrüm olsun”
Yapamıyorum…
Ayşe, git artık.
40 yıl oldu.
Git artık.
Celal Özkızan
Baraka aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.