Baraka Kültür Merkezi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Ve Mücadele Günü’nde yürüyüş düzenledi.
Dün akşam Lefkoşa Citroen trafik ışıklarında Baraka’nın çağrısıyla toplanan grup Dereboyun’dan bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Yürüyüş boyunca sık sık “erkek vuruyor, devlet koruyor”, “sığınma evi devletin görevi”, “tecavüz erkeklikse bizler erkek değiliz”, “kızlı erkekli yürüyoruz” ve “Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz!” gibi sloganlar atıldı. Yürüyüş boyunca cafe ve barlarda oturan pek çok kişi alkışlarla destek verdi.
Yürüyüş Pronto çemberinde basın açıklamasının okunmasıyla sona erdi.
Şansal: “Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz!”
Pronto çemberinde Baraka Aktivisti Nazen Şansal tarafından okunan açıklamada kadına yönelik şiddetin temel sebebinin ataerki ve erkek egemen kültür olduğu vurguladı. Şansal kadına yönelik şiddete karşı önlemler alınması gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “. Bu kültür ve bu kültürü yaratan sistem değişmedikçe şiddeti kökünden kurutmanın yolu yoktur. Kadını, üzerinde tahakküm kurulabilecek ve şiddet uygulanabilecek aşağı insan durumuna getiren, özel mülkiyet rejimiyle beraber yerleşen ve kapitalizmle doruğa ulaşan eşitsiz sistemdir. Bizler bir yandan bu sınıflı ve adaletsiz düzene karşı mücadele ederken bir yandan da bu sistemin en çok mağdur ettiği kadınların özgürlüğü için uğraşıyoruz. Her gün, her dakika yaşanmakta olan, kadına yönelik şiddete karşı hemen şimdi tedbir alınmasını istiyoruz.”
Şansal kadına yönelik şiddetin sonlandırılması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için;
– Kadınlara yönelik her türlü şiddet eyleminin ağır bir şekilde cezalandırmasını, şiddet, taciz ve tecavüzlerde polisin, savcılığın ve mahkemelerin adil, kadın haklarına saygılı ve süratli çalışmasını,
– Şiddete uğrayan kadınlar için sığınmaevleri açılmasını, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardım yapılmasını ve böylece şiddet mağduru kadınların toplumsal yaşama kazandırılmasını,
– Cinsiyet ayrımcılığına yol açan politikaların, yasaların ve uygulamaların kaldırılmasını,
– Aile içinde veya dışında kadınlara yönelik şiddeti önlemek için gereken düzenelmelerin yapılmasını, kampanyaların başlatılmasını,
– Kadınların ekonomik özgürlüğü için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmasını; her geçen gün budanan sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık haklarının sağlanmasını sağlanmasını,
– Kadınların sosyal hayata katılabilmelerini sağlamak için ücretsiz ve nitelikli kreşlerin açılmasını,
– Medyanın, kadınları aşağılayan, kadın bedenini metalaştıran ve kadına yönelik şiddeti teşvik eden yayınlar yapmaktan vazgeçmesini.
Baraka Kültür Merkezi’nin 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Ve Mücadele Günü” Dolayısıyla Yaptığı Basın Açıklaması:
Bu akşam burada, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nü desteklemek için toplanmış bulunuyoruz.
Cinsiyete dayanan, kadına zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlarla sonuçlanan, kamusal alanlarda ya da özel yaşamda kadına baskı uygulanmasına ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden olan her türlü davranışa karşı bu gün sokaktayız!
Kadına yönelik şiddetin temel sebebi ataerki ve erkek egemen kültürdür. Bu kültür ve bu kültürü yaratan sistem değişmedikçe şiddeti kökünden kurutmanın yolu yoktur. Kadını, üzerinde tahakküm kurulabilecek ve şiddet uygulanabilecek aşağı insan durumuna getiren, özel mülkiyet rejimiyle beraber yerleşen ve kapitalizmle doruğa ulaşan eşitsiz sistemdir. Bizler bir yandan bu sınıflı ve adaletsiz düzene karşı mücadele ederken bir yandan da bu sistemin en çok mağdur ettiği kadınların özgürlüğü için uğraşıyoruz. Her gün, her dakika yaşanmakta olan, kadına yönelik şiddete karşı hemen şimdi tedbir alınmasını istiyoruz.
Bir insan sırf kadın doğduğu için babasının veya kocasının dayağına, sevgilisinin baskısına, patronunun tacizine, polisin aşağılamnasına maruz kalıyorsa ve devlet tüm bunlara lafta duyarlı olup pratikte kayıtsız kalıyorsa artık kadınların ayaklanmasının ve hakkını aramasının vakti gelmiş de geçiyor demektir.
Kadına yönelik psikolojik ve fiziksel şiddetin gündeme gelmesi, tartışılması ve derhal, bir can daha yanmadan çözüm önlemleri alınması için sokaktayız!
Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için;
– Kadınlara yönelik her türlü şiddet eyleminin ağır bir şekilde cezalandırmasını, şiddet, taciz ve tecavüzlerde polisin, savcılığın ve mahkemelerin adil, kadın haklarına saygılı ve süratli çalışmasını,
– Şiddete uğrayan kadınlar için sığınmaevleri açılmasını, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardım yapılmasını ve böylece şiddet mağduru kadınların toplumsal yaşama kazandırılmasını,
– Cinsiyet ayrımcılığına yol açan politikaların, yasaların ve uygulamaların kaldırılmasını,
– Aile içinde veya dışında kadınlara yönelik şiddeti önlemek için gereken düzenelmelerin yapılmasını, kampanyaların başlatılmasını,
– Kadınların ekonomik özgürlüğü için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmasını; her geçen gün budanan sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık haklarının sağlanmasını sağlanmasını,
– Kadınların sosyal hayata katılabilmelerini sağlamak için ücretsiz ve nitelikli kreşlerin açılmasını,
– Medyanın, kadınları aşağılayan, kadın bedenini metalaştıran ve kadına yönelik şiddeti teşvik eden yayınlar yapmaktan vazgeçmesini,
Bu yüzden de buradan haykırıyoruz; Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz! Kadına yönelik şiddetin son bulmasını istiyoruz…
Baraka Kültür Merkezi
25 Kasım 2013
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.