Bugün sabah Baraka Kültür Merkezi lokalinde, Lefkoşa Belediye Meclisinde 2 yıldır görev yapan Ayşe İpçilerle birlikte bir basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda Baraka aktivisti Nazen Şansal, 4 yıl önce taraf olunan ve kazanılan bir belediye seçiminin ardından yaşanan süreci şeffaf bir şekilde, artısıyla eksisiyle değerlendirmenin önemine vurgu yaptı. Değerlendirmeye, “Lefkoşalıların gayet iyi hatırlayacağı üzere, şehrimizin belediyesi, CTP’li Belediye Başkanlarının elinde özelleştirmelere, taşeronlaştırmalara sahne olmuş, UBP ve DP’in desteklediği Bulutoğluları döneminde ise tümüyle batağa saplamıştı.” sözleriyle başlayan Şansal, 4 yıl önceki seçimlerde, Lefkoşayı içine düştüğü korkunç tablodan kurtarmak amacıyla ve sol değerlerde buluşarak ittifak yaptıklarını, Mehmet Harmancı’yı desteklediklerini ve Belediye Meclisine adaylar gösterdiklerini hatırlattı. Şansal ayrıca toplumcu belediyecilik anlayışına da dikkat çekerek “Dünyada örnekleri görülen katılımcı yerel yönetim bütçelemesiyle, halkın kendi sorunlarını tartışıp çözüm önerilerini ortaya koyacağı mekanizmalar, mahalle meclisleri aracılığıyla doğrudan demokrasi uygulamaları, üreticiyi destekleyen ve tüketimi düzenleyici belediyecilik anlayışı bizim kentimizde de neden olmasın?” dedi.
Ardından Belediye Meclisi üyesi Ayşe İpçiler sözü alarak özelde Baraka’nın genelde ise Lefkoşalıların temsilcisi olarak görev yaptığı iki yıla yakın süre boyunca, Belediye Başkanı ile uyumlu bir şekilde, her zaman halktan ve emekten yana icraatlara katkı koymaya çaba gösterdiğini anlattı. “Bazı eksikliklerimiz, yetersizliklerimiz olsa da beldemiz ve belediyemiz için verimli bir dönem geçirdiğimize inanıyorum.” diyen İpçiler, belediyenin genel icraatlarının yanı sıra kendisinin çeşitli komisyonlarda, tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanmasında ve Mecliste yaptığı görevleri de aktardı. Ayşe İpçiler sözlerine şöyle devam etti: “Tüzük ve Hukuk Komisyonu koordinatörü ve Toplu İş Sözleşmesi Komisyonu üyesi olarak çalıştım. Bu süreçte, çeşitli tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanmasına katkı koyarak, mevzuatın hem Belediyemiz için hem de belde halkı ve demokratik kitle örgütleri için daha faydalı olması, hak ve özgürlükler gözetilerek hazırlanması için uğraş verdim. Ayrıca Toplu İş Sözleşmesi Komisyonunda, çalışanın hakları ile yönetimin imkanları arasında sağlıklı ve sürdürülebilir bir denge kurmak için çaba gösterdik. Komisyon çalışmalarının yanı sıra gerek bana aktarılan gerekse benim tespit ettiğim, şehrin sorunları ile ilgili olarak Belediyenin ilgili birimine gereken bildirimde bulundum ve pek çoğunu çözüme kavuşturduk. Belediyenin eğitim ve sosyal faaliyet yapması gerektiği düşüncesinden hareketle, Haspolat’taki çocuklar için ücretsiz İngilizce kursları düzenlenmesine aracılık ettim.” Tüm bunların yanında, işlev ve yetkilerinin az olması gibi belediye meclisleri ile ilgili olarak gözlemlediği bazı sorunları da, bir sonraki dönemde değiştirebilmek inancıyla, kamuoyuyla paylaştı.
Yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Değerli basın emekçileri, sevgili Lefkoşalılar,
Uzun yıllardır Lefkoşa’da kültürel alanda faaliyet gösteren bir dernek olarak, gerek ülkemizin gerekse kentimizin sorunları ile yakından ilgilenmekte ve barış içinde daha güzel bir Kıbrıs için, daha yaşanabilir bir Lefkoşa için uğraş vermekteyiz.
Yeni bir yerel seçim sürecine girerken, 4 yıl önce taraf olduğumuz ve kazandığımız, 2 yıldan beridir de bir Belediye Meclisi üyesi ile çalışma yürüttüğümüz Lefkoşa Belediyesi hakkındaki görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmayı, yaşanan süreci eksisiyle artısıyla şeffaf bir şekilde değerlendirmeyi kendimize görev biliyoruz.
Lefkoşalıların gayet iyi hatırlayacağı üzere, şehrimizin belediyesi, CTP’li Belediye Başkanlarının elinde özelleştirmelere, taşeronlaştırmalara sahne olmuş, UBP ve DP’in desteklediği Bulutoğluları döneminde ise tümüyle batağa saplamıştı. 4 yıl önceki seçimlerde, Lefkoşamızı içine düştüğü korkunç tablodan kurtarmak amacıyla ve sol değerlerde buluşarak ittifak yapmanın bir gereği olarak, TDP ve BKP ile birlikte Mehmet Harmancı’yı desteklemiş ve derneğimizin üyelerinden Belediye Meclisine adaylar göstermiştik. Adayımız Ayşe İpçiler, 2014 seçimlerinde Meclise girememiş ancak daha sonra bir Belediye Meclisi üyesinin kamu görevlisi olup istifa etmesi üzerine Mecliste görev yapmaya başlamış ve 2 yıl kadar Lefkoşalıya hizmet etmiştir.
Bu süreçte şehrimizin yönetimine koyabildiğmiz mütevazi katkıları değerlendirmeden önce, genelde yerel yönetimlerin özelde ise belediye meclislerinin daha demokratik ve katılımcı olması gerektiğinin, her yaştan, her meslekten ve her sınıftan kişinin temsiliyetinin pratikte mümkün kılınması gerektiğinin altını çizeriz. Maaşı bulunmayan bu hizmeti kamu görevlilerinin yapamıyor oluşu ve özel sektörde çalışan kişilerin çalışma saatlerinin ve iş yüklerinin fazlalığı dikkate alındığında, belediye meclislerine sadece emekliler, esnaf veya kendi işini yapmakta olan belli bir kesimden kişiler aday olabilmektedir. Keza, aslında çok önemli bir görev yapan belediye meclisleri, neredeyse sadece bir danışma ve onaylama kurulu gibi işlev görmektedir. Oysa yasalar ve tüzükler, toplumcu belediyecilik anlayışıyla yeniden düzenlenmeli ve belediyeler merkezi yönetimden daha özerk, belde halkının istek ve ihtiyaçlarına daha yakın çalışabilmelidir. Dünyada örnekleri görülen katılımcı yerel yönetim bütçelemesiyle, halkın kendi sorunlarını tartışıp çözüm önerilerini ortaya koyacağı mekanizmalar, mahalle meclisleri aracılığıyla doğrudan demokrasi uygulamaları, üreticiyi destekleyen ve tüketimi düzenleyici belediyecilik anlayışı bizim kentimizde de neden olmasın?
Meclis üyeliği, maddi anlamda getirisi olmayan, özveride bulunabilecek, şehrini seven ve daha yaşanabilir bir belde için mücadele etmek ve üretmek isteyenlerin yapabilecekleri bir görevdir. Şimdi, 2 yıldır bu görevi layıkıyla yapan ve TDP listesinden Bağımsızlık Yolu üyesi olarak yeniden aday olan Ayşe İpçiler’e, deneyimini bizlerle paylaşması için sözü bırakıyorum.
Özelde Baraka’nın genelde ise Lefkoşalıların temsilcisi olarak görev yaptığım iki yıla yakın süre boyunca, Belediye Başkanı ile uyumlu bir şekilde, her zaman halktan ve emekten yana icraatlara katkı koymaya çaba gösterdim.
Tüzük ve Hukuk Komisyonu koordinatörü ve Toplu İş Sözleşmesi Komisyonu üyesi olarak çalıştım. Bu süreçte, çeşitli tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanmasına katkı koyarak, mevzuatın hem Belediyemiz için hem de belde halkı ve demokratik kitle örgütleri için daha faydalı olması, hak ve özgürlükler gözetilerek hazırlanması için uğraş verdim. Ayrıca Toplu İş Sözleşmesi Komisyonunda, çalışanın hakları ile yönetimin imkanları arasında sağlıklı ve sürdürülebilir bir denge kurmak için çaba gösterdik. Komisyon çalışmalarının yanı sıra gerek bana aktarılan gerekse benim tespit ettiğim, şehrin sorunları ile ilgili olarak Belediyenin ilgili birimine gereken bildirimde bulundum ve pek çoğunu çözüme kavuşturduk. Belediyenin eğitim ve sosyal faaliyet yapması gerektiği düşüncesinden hareketle, Haspolat’taki çocuklar için ücretsiz İngilizce kursları düzenlenmesine aracılık ettim.
Bazı eksikliklerimiz, yetersizliklerimiz olsa da beldemiz ve belediyemiz için verimli bir dönem geçirdiğimize inanıyorum.
– devlete ait bir sığınma evinin olmadığı koşullarda belediyenin bir sığınma evinin kapılarını şiddet direnişçilerine açmış olması,
– belediye emekçileri ile uzlaşı içinde toplu iş sözleşmesinin imzalanması,
– dayanışma ve yardımlaşma değerlerimizi yeniden hatırlatan Paylaşım Mutfağı,
– kültür sanat alanında, çocuklara hizmet hayatına başlayan Bandabuliya sahnesi,
– devlet okullarındaki çocuklara hizmet veren Lefkoşa Gezi Treni,
– LGBT dostu bir belediyecilik sergilenmesi,
– gece kulüplerindeki insan hakları sorununa dikkat çekerek çözüm üretme çabası
– altyapı yatırımlarının, yol ve bisiklet yollarının yapılmaya başlanması
– hayvan haklarına duyarlı ve bu alandaki örgütler ile işbirliği içerisinde icraatlar yapılması
bu dönemde her Lefkoşalı gibi, bir Belediye Meclisi üyesi olarak beni de sevindirmiş, gururlandırmıştır.
Tüm bunların yanında, belediye meclisleri ile ilgili olarak gözlemlediğim bazı sorunları da, bir sonraki dönemde değiştirebilmek inancıyla, paylaşmak isterim:
Belediye meclisi, seçmenin temsilcisi olmasına rağmen işlevi ve yetkileri azdır. Meclisin görevleri yasalarla artırılacağına daha da azaltılmaktadır. Örneğin geçmişte ihaleler belediye meclisinin onayı ile yapılırken yeni İhale Yasası ile belediyelerin kira ve ihalelerine 4 kişilik bir komite karar vermektedir. Belediye meclisine ise çoğu zaman ihale sonuçlandıktan sonra sadece bilgi verilmektedir.
Lefkoşa belediyesinin toplu taşımacılık izni almak konusunda yaşadığı sıkıntılar, belediyelerin daha özerk olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Toplu taşıma konusunda adımlar atılması, hem trafik kazalarını ve çevre kirliliğini bir nebze olsun önlemek hem de halkın ulaşım hakkını sağlamak açısından önemlidir.
Geçmişteki yönetimlerin yanlış kararları neticesinde kurumsal olarak bazı aksaklıklar ortaya çıkmıştır. İşçi kadrolarının memur kadrolarına göre az olması bunun bir örneğidir. Ayrıca belediyenin bazı birimleri güler yüzlü hızlı ve pratik bir şekilde çalışır ve halkın sorunlarını çözerken bazı birimler hantal bir yapıdadır. Halkın, basitçe çözülebilecek sorunları, Belediye Meclisi üyelerinin aracı olması halinde dahi çözülememektedir. Yalnızca Başkanın talimatı üzerine harekete geçilmekte ki böylesi bir durum demokratik, katılımcı ve toplumcu bir belediyecilik anlaşışına uymamaktadır. Belediyenin bazı birimlerin hantal yapısını aşarak, sorun çözen, halkçı bir belediyecilik için hizmet içi eğitim yapılması gerekmektedir.
Sayıştay Raporunda da yer alan; belediye meclisi ve komisyonlarının çalışma tüzüğü olmaması da bir sonraki dönemde tamamlamayı hedeflediğimiz önemli bir eksikliktir.
Tüm bunlara rağmen 2 yıla yakın bir süre boyunca genelde Lefkoşa halkının özelde ise Baraka’ın temsilcisi olarak, mecliste en verimli şekilde görev yapmayı kendime ödev ve sizlere borç bildim. Takdir Lefkoşalılarındır.”