Baraka Kültür Merkezi, yaklaşık 10 yıl önce belirleyerek kitaplaştırdığı değerlerini yeniden tartışmaya ve geliştirmeye devam ediyor. Baraka’da son olarak ‘Bağımsızlık’ değeri, ‘Cuma Toplantıları’nda yapılan tartışmalar doğrultusunda güncellendi.
Süreç, Baraka’nın tüm değerlerin yeniden ele alınması ve tartışılmasıyla devam edecek. Baraka’nın değerleri, Baraka Kültür Merkezi’nin her Cuma saat 19.00’da, Kızılbaş’taki Baraka lokalinde gerçekleştirdiği ve herkese açık olan ‘Cuma Toplantıları’nda tartışılıyor.
Bağımsızlık değerinin son hali ise şöyle:
Baraka bağımsızlıkçıdır. Barak aktivistleri kişisel bağımsızlıklarını tutkuyla savunurlar. Baraka örgütsel bağımsızlığından hiçbir koşulda taviz vermez. Ülkemiz Kıbrıs’ın bağımsızlığını sosyalizm mücadelesi ile ayrı düşünemez. Kıbrıs’ın bağımsızlığına ulaşmasını ve sosyalizmi önüne hedef olarak koyar.
Baraka’nın kişisel bağımsızlıktan anladığı şey, kendi kafasının dikine gitmek, örgütsüzlük ve “ben bilirim”cilik değildir. Bizim için bireysel bağımsızlık; sosyal, ekonomik ve düşünsel anlamda kendine yeterli bireyler olma çabasıyla mümkündür. Böylesi bir bağımsızlık, kendi gibi bağımsız diğer bireylerin düşüncelerine önem vermeyi, kolektif olarak hareket edebilme olgunluğunu gösterebilmeyi ve tartışma yolu ile ikna olmaya açık olabilmeyi içerir. Bağımsız bireyler olarak ne birileri tarafından (iyi amaçlar için dahi olsa) körü körüne yönlendirilmeyi ne de başka kişileri körü körüne yönlendirmeyi kabul ederiz. Bizler ortak amaçlara, ortak süreçlerden geçerek varmaya azimli bağımsız bireyler olarak dıştan gelen eleştirileri tartışmaya ve pratik eylemlerimizin sonuçlarından ders çıkarmaya kıymet veririz.
Baraka örgütsel bağımsızlık ile sekterliğin birbirine karıştırılmaması gerektiğinin farkındadır. Baraka’nın iş-güç-eylem birlikteliği ve cephe tarzı ilişkilere bakışı Çalışma Tarzı’nda ortaya konmuştur. Ancak burada kısaca söylemek gerekirse, Baraka bu tarz birlikteliklere sıcak bakmaktadır. Baraka’nın örgütsel bağımsızlığı ister ekonomik-demokratik, ister siyasi isterse de ideolojik mücadele alanından olsun, kendi dışında hiçbir örgütün ekonomik, idari veya fiziki kontrolü altına girmeyi kabul etmemesine dayanır. Baraka kendi kendini finanse eder, kendi kararlarını alır ve kendi uygulama metotlarını geliştirir. Bunları yaparken dayanışma ilişkilerine girmekten geri durmaz ama belirleyen veya belirlenen olmamaya özen gösterir. Ülkemizde alan örgütlenmelerinin (kadın, kültür, gençlik, ekoloji, sendika vb.) partilere bağımlı olması neredeyse kural durumundadır. Baraka olumlu bulduğu bir partiyle dahi bu tarz bir ilişki içine girmeyi yanlış bulur. Çünkü Baraka sadece kendisinin değil BÜTÜN ALAN ÖRGÜTLERİNİN her bakımdan partilerden bağımsız olması gerektiği fikrindedir. Bununla birlikte Baraka’nın alan bağımsızlığından veya örgütsel bağımsızlıktan anladığı şey ideolojiden bağımsızlık değildir. Baraka devrimci (Marksist) ideolojiye sıkı sıkıya bağlıdır ve bu ideolojiye kendi alanından katkı koymak için örgütsel bağımsızlığın önde gelen bir şart olduğunun bilincindedir.
Baraka anti-kapitalist zeminde bağımsız bir Kıbrıs için mücadele eder. Ancak bu, kendi içine kapalı ulusalcı bağımsızlık olmadığı gibi, “kurtuluş” adına emperyalist oluşumlara (AB, BM) bel bağlamak da değildir. Bugün siyasi anlamda bağımsız olduğu iddia edilen birçok ülkenin, ekonomik, kültürel, askeri ve idari anlamda emperyalizmin yeni- sömürgesi olduğu inkar edilemez. Öyleyse Kıbrıs için talep ettiğimiz bağımsızlık şekilsel bir sözde bağımsızlık değil; her yönü ile gerçek bir bağımsızlık olmalıdır. Bağımsız bir ülkede yaşayan bağımsız bir halk, dünya halklarının bağımsız (demek ki gönüllü) bir dayanışma ağı oluşturmasının temel koşuludur. Enternasyonalizmin en önemli özelliği halkların gönüllü (demek ki bağımsız) ortak mücadele ve dayanışma birlikteliğine dayanıyor olmasıdır.
Tüm bu sebeplerle Baraka, bağımsızlıkçıdır ve Baraka aktivistleri bulundukları her zeminde gerçek bağımsızlık için mücadele eder.