Bağımsızlık Yolu bugün Başbakanlık önünde basın açıklaması yaparak ‘Ya sağlık ya açlık’ ikilemini kabul etmediklerini kaydetti.
Açıklama şöyle:
Pandemi sürecinin başından bu yana Bağımsızlık Yolu olarak “pandemi koşullarında rotayı bilim çizmeli, yönetenler ise bilimin çizdiği rotayı emekçi, esnaf ve serbest çalışanı da koruyarak en iyi şekilde uygulamalı” demekteyiz. Fakat hükümet edenler özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bitmesi ile birlikte; bilimi tamamı ile bir kenara itmiş, ultra zenginlerin çıkarlarını gözeten kararlar almaya başlamışlardır. Üç günlüğüne ülkeye gelen kumarcılara karantinasız girişlerin başlatılması da bunun en net göstergesi olmuştur. Bu uygulama ile bir kez değil tam iki kez vakaları sıfırlamayı başaran ve göreli olarak ekonomik faaliyetlerini de bir düzene sokmaya başlayan halkımızın tüm emekleri heba edilmiş ve Kıbrıs’ın kuzeyinde acılara ve ölümlere sebebiyet veren yeni bir virüs dalgasının yayılmasına neden olunmuştur.
Bugün artık Korona Virüs Kıbrıs’ın kuzeyinde giderek yayılmakta ve defalarca açılışı yapılan pandemi hastanesinin dahi halen hizmete girmediği koşullarda halk sağlığı açısından ciddi bir risk teşkil etmektedir. Dün akşam Sağlık Üst Kurulu salgının kontrolden çıktığını resmi olarak doğrulayan açıklamayı yapmış ve “tam kapanma” kararı almıştır. Fakat iş burada bitmemiştir. Hükümet, Sağlık Üst Kurulu’nun kararı yasalarımıza göre resmi karar olmasına rağmen bir tartışma ortamı oluşturmuş durumdadır. Sağlık Üst Kurulu “sağlık için kapanma” derken, hükümet ortağı Arıklı bugün “kapanma olursa açlıktan ölürsünüz” diyerek emekçileri tehdit etmeye başlamış, Sağlık Üst Kurulu’nu ise hedef göstermiştir. Oysa emekçilerin açlık tehlikesi ile yüz yüze oldukları doğru olmakla birlikte, bunun nedeni sağlık önlemleri değil; Arıklı’nın da içinde bulunduğu hükümetin halkın ekonomik sıkıntılarına yönelik önlem almama kararlılığıdır.
Bağımsızlık Yolu olarak ya sağlık ya açlık ikilemini kabul etmiyoruz! 2020’in Mart ayından bu yana; ultra zenginlerin faturaya ortak edilmesi için “Ultra Zenginlere Acı Reçete” isimli somut önerimizle kaynak yaratmanın yolunu ve “Halkın Acil Önlem Talepleri” isimli somut önerimizle de sağlık ve ekonominin birlikte nasıl yürütülebileceğini defalarca anlattık. Hükümetin “kaynak yok” iddiası tamamen yalandır. Dünyanın farklı yerlerinde Pandemi döneminde hükümetler kaynak yaratmak için Servet Vergisi yolu ile ultra zenginleri vergilendirmiş; yarattıkları kaynakla ekonomik mağduriyet yaşayan kesimleri korumuştur. Hükümet emekçi için, esnaf için, serbest çalışan için kaynak yok derken Karantina Oteli olarak kullanılan yerlerin patronlarına kişi başı para aktarmayı aylardır sürdürmektedir. Sorun kaynağın olmaması değil, hükümetin halkın değil ultra zenginlerin ihtiyaçlarına göre kararlar almasıdır.
Hükümet önce Kıbrıs’ın kuzeyinde emekçilerin ödediği bedellerle oluşan görece güvenli alanı ultra zenginler için karantinasız girişlerle bozmuş, şimdi ise salgın sağlığımızı yeniden riske etmeye başlayınca emekçiye “kaynak yok, çalışmazsan aç kalırsın” diyerek korku vermeye çalışmaktadır. Sağlık için bir kapanmada emekçilerle esnafa temel gelir desteği sağlamak; temel elektrik, kira, su, telefon, internet ihtiyaçlarının ücretsiz sunumu hükümetin görevidir. Bunları sağlamak için gerekli kaynak sorununun çözümü vardır. O çözüm de hükümetin ultra zenginlerden değil halktan yana irade koymasıdır.
Servet Vergisi Hemen Şimdi!
Karantina Otelleri Geçici Olarak Kamulaştırılsın!