Bağımsızlık Yolu Partisi’nin “Hükümet Servet Vergisi Koysun mu?” Sorusuna Cevabı

www.ankaradegillefkosa.org olarak, hükümette bulunmayan meclis içi ve dışı tüm partilerin genel başkanlarına veye yetkililerine, içinden geçtiğimiz bu zor günlerde kaynak yaratmak için, ülkedeki en üst gelir grubuna ait kişilere yönelik bir defaya mahsus bir servet vergisinin uygulamaya konması hakkında sorduğumuz soru üzerine Bağımsızlık Yolu Partisi’nden gelen cevabı olduğu gibi yayınlıyoruz.

www.ankaradegillefkosa.org’un “Hükümet servet vergisi koysun mu?” sorusuna diğer siyasi partilerden gelen cevaplar da önümüzdeki günlerde cevapların geliş sırasına göre yayınlanacaktır.

İşte BYP’nin cevabı:

Bağımsızlık Yolu, ülkemizde ilk Corona vakasının görüldüğü 9 Mart tarihinden itibaren alınabilecek tedbirlerin iki bacaktan oluşması gerektiği görüşünü şekillendirdi:

Sağlık ve Ekonomi!

Bu çerçevede, sağlık başlığı altında sosyal izolasyonun sağlanması, sağlık altyapısının güçlendirilmesi ve gerekli tıbbi malzemelerin tedarik edilmesi amacıyla 12 Mart’ta bir talepler listesi yayınladık. Görülebileceği gibi hem sağlık ile ilgili acil önlemlerin alınabilmesi hem de sosyal izolasyon nedeniyle ortaya çıkacak daralmanın ekonomik boyutları vardır.

Ekonomik yaşamın durma noktasına gelmesi en çok birikmiş sermayesi olmayan küçük esnaf ve emek gücünü satarak yaşayan özel sektör çalışanlarını etkiler. Zaten mevcut durumda da etkilemektedir. Sosyal devlet anlayışı ile hareket eden bir hükümetin önünde hem sağlık önlemleri için hem de küçük esnaf ve emekçiler için harcanacak bir kaynak yaratma sorunu olacağı aşikardır.

Partimiz bu kaynak sorununun aşılması yolunda 17 Mart tarihinde bir önlemler listesi yayınlamış ve bu listenin omurgasını da ultra zenginlerin vergilendirilmesi oluşturmuştur. Yani evet, sorunuzun cevabı; Bağımsızık Yolu servet vergisinden yanadır ve bu verginin derhal yürürlüğe konması için mücadele etmektedir. Biz bu vergilendirmenin beş bacaktan oluşması gerektiğini düşünüyoruz:

1- Özel hastanelerin bu kriz süresince bedelsiz bir şekilde kamulaştırılması ve halk sağlığı için kamu sağlık sistemine dahil edilmesi.

2- Bankalarda bulunan 10 milyon TL üzeri mevduatların bir kısmına bir defaya mahsus el konulması.

3- Bankalarda bulunan 5 milyon TL üzeri mevduatların faizlerinin %50’sine kriz boyunca geri ödemesiz el konulması.

4- Toplumun %5’inden az bir kesimi oluşturan ultra zenginlere özel servet vergisi getirilmesi.

5- Kriz süresince yoğun çalışmış ve ek gelir elde etmiş 10 ve üzeri çalışanı bulunan market, ithalat firmaları ve benzin istasyonlarından ek vergi alınması. Partimiz, söz konusu vergilendirmeler yolu ile yaratılacak olan kaynağın sağlık altyapımızın güçlendirilmesi ve küçük esnaf ile özel sektör emekçilerinin ekonomik olarak desteklenmesi yolunda kullanılacağının garanti altına alınması için de adımlar atılması gerektiği düşüncesindedir.

Mevcut kriz bir sağlık krizi olduğu kadar ekonomik bir krizdir de. Ve her ekonomik krizde olduğu gibi zenginler daha da zenginleşmekte, yoksullar daha fazla yoksullaşmaktadır. Bu krizin bedelinin halka değil, ultra zenginlere ödetilmesi için, emekçi insanlarımızı örgütlenmeye ve hükümet üzerinde baskı oluşturmaya çağırırız.

Bağımsızlık Yolu Genel Komitesi