Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu ve Bağımsızlık Yolu Basın Yayın Propaganda Sekreteri Mustafa Keleşzade Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek taraflı olarak aldığı bazı geçiş noktalarını kapatma kararına tepki.
Genel Sekreter Rahvancıoğlu:
Kıbrıs’ın kuzeyi ile güneyi arasındaki geçiş noktalarının, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yöneten şöven, gerici Anastasiadis hükümeti tarafından kapatılması kabul edilemez. Bu karar, Corona virüsü mazereti ile de üretilse, esas olarak amacın ekonomik ve siyasi olduğu ortadır.
Euro’nun yükselmesi ile Kıbrıslı Elen burjuvazisinin yaşamakta olduğu kâr kaybı, ekonomik sebebin ana unsurudur. Diğer yandan, Anastasiadis Çavuşoğlu ile uzun süredir yürüttüğü danışıklı dövüşe rağmen, Kıbrıslı Türklerin çözüm ve federasyon iradesine bizzat saldırmak zorunda kalmıştır.
Şimdi Anastasiadis, “aha bizi istemezler, biz onları neçin isteylim” söylemi ile kendi ayrılıkçılığına mazeret yaratmak isteyenlere pas attı. Onlar da bu pası ellerinden geldiğince değerlendirmeye çalışıyorlar. Ama aklın gördüğünü, gözün de görmesi için madde madde yazarsak;
1- Kapıları kapatan Kıbrıslı Elen halkı değil, Anastasiadis’dir.
2- Bu karardan her iki halk da zarar görecekken, Kıbrıslı Elen burjuvazisi ve Kıbrıs’ın Türk milliyetçileri dışında kimse yarar sağlamayacaktır.
3- Kıbrıslı Türkler on yıllatçrca ayrılıkçı kişilerce yönetilmiş olmanın deneyimi ile, yöneticiler ile halkların aynı olmadığını, yöneticilerin kararlarından halkların sorumlu tutulamayacağını çok iyi bilmektedirler.
Tüm bu sebeple; Anastasiadis, Çavuşoğlu, Tatar, Özersay ve hempaları ne kadar çabalarsa çabalasınlar, Kıbrıslı Türk halkı çözüm ve federasyon iradesinden vazgeçmeyecek. Vakti zamanında çözüme ayak direyen Kıbrıslı Türk yöneticiler nasıl gittiyse, onlar da öyle gidecek. Geride federasyon ve çözüm isteyen halklar kalacak…
Basın Yayın Propaganda Sekreteri Mustafa Keleşzade:
Anastasiadis’ten sermayesine ve çözüm karşıtlarına kıyak!
4 geçiş noktası Anastasiadis hükümeti tarafından tek taraflı olarak 1 hafta süreyle kapatılmış. Gerekçe Korona Virüsü. Ne adanın kuzeyinde, ne de güneyinde kayıtlı bir Korona vakası yok. Diğer geçiş noktaları ise açık, sanırsınki virüsün geçeceği yerin istihbaratınu almışlar! Ha şu noktanın da altını çizeyim an itibari ile Lefkoşa’da bir devlet hastanesi bile olmayan kktc’nin verilerine güvenmemeyi de mevcut durumda Türkiye’ye güvenmemeyi de anlarım. Ama bir önlem olarak yapılan bu uygulamanın tek karşılığı faşizmdir. Zaten güneye geçebilen sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olanlar ve havayolu ile de gelse geçebilecek olanlardır. Yani onların geçişini zaten kendi kuralları gereği engelleyemezler. Yapılabilecek tek mantıklı şey adaya girişlerin denetlenmesi için ortak mekanizma kurulmasıydı. Nitekim liderlikler bu yönde bir karar üretmişti. Ha eğer bizim hükümet bu kararı sırf Akıncı’ya gıcıklık uygulamamakta direttiysa bu açıklansın. Fakat her ne olursa olsun alınan kararın sağlık ile bir bağı yoktur. Bu karar siyasidir, çözüm karşıtlarını kuzeyde güçlendirmek ve ada genelindeki federasyon yanlılarına darbe vurmak için alınmıştır. Virüse değil TL’nin değer kaybı ile bağlantılı Kıbrıslı Elen burjuvazisinin kuzeyden alışveriş korkuları ve maddi çıkarları doğrultusunda alınmış bir karardır. Uzun lafın kısası halklarımızın zararına, Kıbrıslı Elen burjuvazisi ve milliyetçi elitlerin çıkarınadır. AKEL veya güneyde kendini ilerici sayan her yapının bu kararın karşısında konumlanması emekten yana olmanın, barış istemenin gereğidir.