Bağımsızlık Yolu Kurucu Üyesi Celal Özkızan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada hükümet üyelerinin sürekli yerli üretime yaptığı vurgu üzerine bazı noktaları değerlendirdi.
Yerelde üretilen ürünlerin (örneğin hellim ürünleri, örneğin meyve suları) iç pazara daha da hakim olması için, bu ürünlerin mukabili olan ithâl ürünlerin (örneğin ithâl peynir ürünlerine (Gouda gibi), örneğin ithâl meyve sularına) ithâlatına sınırlandırma konuldu mu?
Peki bu işin makro anlamda planlamasına, yani ufak çaplı da olsa ithâl ikameciliğe ilişkin, örneğin devlet “artık şu alanlarda da üretime geçiyoruz, bunun fizibilitesi yapıldı, başlangıç yatırımı için de kaynak işte şurda” diye adımlar attı mı?
Açıklama şöyle:
Hükümet üyeleri sürekli “yerli üretim”e vurgu yaparak, başta “ithalâtın sınırlandırılması” aracılığıyla “dışa bağımılığın azaltılmasına” vurgu yaptılar bu dönemde. Turizm kaynaklı döviz gelirlerinin ve güneyden kuzeye akan paranın neredeyse tamamen ortadan kalktığı bir dönemde zaten ithalâta her zamanki gibi devam etmenin mümkün olmadığı ve kısmi/parçalı da olsa “ithâl ikamesi” niteliğinde adımlar gerektiği ortada.
Peki ağzımızdan düşürmediğimiz “yerli üretim” ve “dışa bağımlılığı azaltmak” konusunda ne gibi önlemler alındı bugüne kadar hükümet tarafından; ya da en azından nasıl bir yol haritası çizildi?
Örneğin gümrük oranlarıyla ilgili bir düzenlemeye gidildi mi? Başta lüks ve zorunlu olmayan tüketime yönelik vergi oranları yükseltildi ya da ek vergilendirmelere gidildi mi? Yerelde üretilen ürünlerin (örneğin hellim ürünleri, örneğin meyve suları) iç pazara daha da hakim olması için, bu ürünlerin mukabili olan ithâl ürünlerin (örneğin ithâl peynir ürünlerine (Gouda gibi), örneğin ithâl meyve sularına) ithâlatına sınırlandırma konuldu mu? İşin ithalât kısmı ile ilgili olarak sorular uzatılabilir.
Yerli üretim kısmı ile ilgili olarak; örneğin yerli üreticilere ne gibi teşvikler sağlandı bu dönemde? Girdi maliyeti ve iç pazarda satış güvencesi gibi konularda ne adımlar atıldı? Bu konularda yerli üreticinin elini güçlendirecek kooperatifleşme konusunda yaptırım ve teşvik temelli bir plan hazırladı mı? Yerli üreticilere “yürü ya kulum” dendiğinde, gerek tarımda gerek sanayide yerli üreticilerin, imalâtçıların ve aracıların bu durumu fırsata çevirip kâr marjlarını artırma potansiyel girişimlerine karşı ne gibi düzenlemeler düşünülüyor?
Peki bu işin makro anlamda planlamasına, yani ufak çaplı da olsa ithâl ikameciliğe ilişkin, örneğin devlet “artık şu alanlarda da üretime geçiyoruz, bunun fizibilitesi yapıldı, başlangıç yatırımı için de kaynak işte şurda” diye adımlar attı mı?
Ülkemize giren paranın ciddi bir biçimde sınırlandığı bu dönemde, ülkemizden para çıkışına (gerek ithalât aracılığıyla, gerek sermaye ve kâr transferleri aracılığıyla, gerek mevduatların yurtdışına havalesi aracılığıyla) sınırlama getirilmesi elzemdir. Peki hükümet bu konuya ilişkin olarak ne yapıyor?