Bağımsızlık Yolu, önceki gün Esentepe-Alevkayası arasındaki ormanlık arazide ölü bulunan ve kocasının da kadının cesedi bulunmadan bir gün önce yurt dışına çıkış yaptığı tespit edilen Olesia Kuprııanova cinayeti ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bu cinayette kadının can güvenliğini sağlamak ve beden bütünlüğünü korumakla anayasal yükümlülüğü bulunan devlet de sorumludur” dedi. Açıklamada ayrıca “Gerek Ağustos ayında aramızdan alınan Nilgün’ün gerekse geçtiğimiz gün katledilen Olesya’nın cinayetlerinin yargılamalarının takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşırız” dendi. Açıklamanın tam metni ise şöyle;
“Göğsünden defalarca bıçaklanarak öldürülen bir kadın. Haberi okuyunca göğsümüz sıkışıyor, nefesimiz kesiliyor. Kocasının, kadının cesedi bulunmadan bir gün önce yurt dışına çıkış yaptığını öğrenince öfkemiz katlanıyor. Bir kadının canı alınırken birinci dereceden şüpheli adam elini kolunu sallayarak bu adadan ayrılıyorsa bu cinayetin sorumlusu sadece katil değil. Çünkü kadın cinayetlerinin sorumluluğu sadece hukuki değil. Kadın cinayetleri politiktir ve bugün Olesya’nın ölümünden siyasi olarak sorumluluğu olanlar da bulunmaktadır. Bu cinayette kadının can güvenliğini sağlamak ve beden bütünlüğünü korumakla anayasal yükümlülüğü bulunan devlet de sorumludur. Bu cinayette şiddet tehdidi aldığı ya da şiddet gördüğü için şikayette bulunan kadınların şikayetlerini önemsemeyerek almaktan imtina eden ve onları evine, şiddet gördüğü yere öylece geri gönderen polis teşkilatı da sorumludur. İlgili yasal tadilatları yaptığından vekillerin sorumluluğu sona ermiş değildir; bu cinayetten sosyal hizmetlere tahsis edilen dar bütçeyi onaylayan vekiller de sorumludur. Bir vakfın gönüllü olarak yükü sırtlanmasının rahatlığıyla yıllarca açılması ötelenen sığınma evini bir türlü açmayan hükümetler de bu cinayetten sorumludur. Resmi rakamlara göre 442 kadının erkekler tarafından darp edildiği ve 4 kadının da öldürüldüğü son iki yıllık dönemde toplumsal cinsiyet eşitliği vaadlerinde bulunarak hükümete gelen parti, İçişleri ve Çalışma Bakanlığı’nı elinde bulundurmaktadır. Bütün yetki, sorumluluk ve imkânlar elinin altında iken kadına yönelik şiddeti önlemek için gerekli uygulamaları hayata geçirmeyen Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kitlesini sahaya çıkarması, bizi konuyla ilgili tavrının göstermelik olduğu düşüncesine itmektedir. Bağımsızlık Yolu olarak, kadına yönelik şiddetin kaynağında bulunan ideolojik ve ekonomik nedenlerin ortadan kaldırılması için bütünlüklü bir mücadeleyi kendimize şiar edinirken gerek Ağustos ayında aramızdan alınan Nilgün’ün gerekse geçtiğimiz gün katledilen Olesya’nın cinayetlerinin yargılamalarının takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşırız.”
Bağımsızlık Yolu (a)
Cansu Nazlı