Bağımsızlık Yolu, Kıbrıs Türk Sanayi Odası başkanı tarafından yapılan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanınca sempati ile karşılanan, göçmen emekçilerin almış oldukları asgari ücretin düşürülmesi için Bakanlar Kurulu’na yönelik talebine ve kayıt dışı çalıştırılan göçmen bir kadın emekçinin maaşını alamadığı için isyan etmesi sonrası polis tarafından gözaltına alınıp mahkemeye çıkarılmasına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu tarafından yapılan açıklamada, KTSO başkanın talebinin ve göçmen kadın işçinin yaşamış olduğu olayın sermayenin hoyratlığı ve yüzsüzlüğünün göstergesi olduğuna vurdu yapıldı. Bu iki olayın sermayenin hukuk dışılığı bir hak görmesinin bir sonucu olduğuna vurgu yapan Rahvancıoğlu, hükümetin ise sömürülen emekçilerin sosyal güvenlik koşullarını sağlamak yerine sömürücünün yanında yer aldığını söyledi. Açıklamada, Bağımsızlık Yolu olarak emeğin ensesinden büyüyen asalaklara karşı,tüm emekçilerin yanında durarak emek sömürüsüne karşı mücadele edileceğine ve emekçilerin maliyet unsuru ya da patronların kar hırsı değil yapmış oldukları üretim ile bir gerçek olduğuna dikkat çekildi. Açıklama, “Güvencesiz tek bir iş yeri, sigortasız tek bir emekçi, hakkı yenen tek bir işçi kalmayıncaya kadar durmayacağız. Sendikasız işçi çalıştırılmasını yasaklayacağız!” sözleri ile son buldu.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“İlk bakışta birbiri ile ilgisiz gibi görünen iki olay, ülkemizde özel sektörde sömürünün ulaştığı boyutlara ışık tutmaktadır.
Mağusa’da göçmen bir kadın emekçi, aylarca kayıt dışı çalıştırıldığı iş yerinde maaşını alamadığı için isyan edince, polis tarafından gözaltına alınmış ve “huzursuzluk vermek” iddiasıyla mahkemeye çıkarılmıştır. Bu olay yaşanırken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile görüşen Sanayi Odası başkanı; üçüncü ülkelerde ücretler 50-60 dolar olduğu halde bu emekçilerin bizim ülkemizde 500 dolar asgari ücret aldıklarından şikayet etmiş ve daha az maaş ödemek için Bakanlar Kurulu’ndan düzenleme istemiştir. Çalışan insanların sosyal güvenliğinden sorumlu bakan ise, yürürlükte olan Asgari Ücretler Yasası’na açıkça aykırı olan bu talebe sempati ile yaklaşarak, konuyu Bakanlar Kurulu’nda görüşeceklerini ifade etmiştir.
Ülkemizde sermaye öylesine yüzsüzleşmiş, öylesine hoyratlaşmış, her türlü hukuk dışı uygulamayı öylesine kendine hak görmeye başlamıştır ki; alenen maaş ödememe, maaşını ödemediği emekçiyi polise şikayet etme ve hükümetten yasal asgari ücret uygulamasının dışına çıkmak için onay istemeye kadar işi vardırmıştır.
Özel sektör emekçileri, her türlü haktan mahrum ve sermayedarların kar etmesi için en vahşi sömürü koşullarına mahkum edilirken; çalışan insanların sosyal güvenliğini sağlamakla yükümlü hükümet de bu hırsız, sömürücü, yağmacı takımına çanak tutmakla meşguldür.
Bağımsızlık Yolu olarak, özel sektör emekçilerinin ister Kıbrıslı Türk ister göçmen olsun; ister erkek ister kadın olsun; ister kayıtlı isterse kayıtsız çalıştırılıyor olsun yalnız olmadığını, emeğin sömürüsü karşısında tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi duyururuz.
Emekçiler bir maliyet unsuru değil, patronların karı dahil her türlü mal ve hizmeti yaratan gerçek üreticilerdir. Emekçiler yürüdüğümüz kaldırımı, tükettiğimiz yiyeceği, kullandığımız kıyafeti, aldığımız eğitimi, yaşam içinde ihtiyaç duyduğumuz her şeyi yapan ve toplumsal yaşamı bir arada tutan gerçek güçtür.
Yıllık ücretli izin, sigorta, kazalara karşı güvenlik, emeklilik güvencesi, insanca mesai gibi hakları gasp edilen emekçilerin maaşlarına göz diken ve emeğin ensesinden semirip büyüyen asalaklara geçit vermeyeceğiz. İster başkentin dışında bir mahallenin adı duyulmadık bir restoranında maaşa fiilen el koyarak, ister takım elbisenin içinde ziyaret ettiği Bakanlık binasında tatlı sözler eşliğinde yapılsın; emekçinin midesinden, çocuklarımızın geleceğinden çalmaya niyet eden hırsızları durduracağız.
Güvencesiz tek bir iş yeri, sigortasız tek bir emekçi, hakkı yenen tek bir işçi kalmayıncaya kadar durmayacağız…
Sendikasız işçi çalıştırılmasını yasaklayacağız!”