Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, yavaş yavaş ülkede gündem haline gelmeye başlayan başkanlık sistemi konusunda sosyal medya hesabında paylaşımda bulundu.
– İşçileri işten durdurmanın yasak olduğu söyleniyor. Herhangi bir yasa, tüzük, yönetmelik gören oldu mu? Bu yasağın istisnaları neler, uyulmadığı zaman yaptırımı nedir bilen var mı? Sözde işten durdurma yasağına rağmen onar onar, yüzer yüzer işten durdurulan, iş yerine girmesi yasaklanan işçiler ne yapacak, açıklandı mı?
Açıklama şöyle:
Bir süreden beridir başkanlık sistemine geçip geçmemek konusu ile ilgili yürütülen fikirleri görüyorum. Açıkçası bu tartışmalar bana çok anlamsız geliyor. Bu sistemsizlik ve kaypaklıkla, başkanlık değil padişahlık/krallık sistemine geçsek ne olur?
Şakasız söylüyorum; krallıklarda ve padişahlıkta bile, hükümdar bir karar aldığı zaman bunu YAZILI olarak yayınlar, uygulama yöntemi ile ilgili detayları düzenler, uyulmadığı zaman ortaya çıkacak yaptırımları açıkça belirtirdi. “Ferman padişahınsa dağlar bizimdir” veya “Mühür kimdeyse Süleyman odur” gibi deyişler bunun ne kadar doğal bulunduğunu gösterir zaten. Yani padişah bile bir karar aldığında, ferman yayınlar altına da mühürünü vurup sorumluluğunu alırdı!
Bir de bizim çağdaş “demokrasimize” bakalım:
– İşçileri işten durdurmanın yasak olduğu söyleniyor. Herhangi bir yasa, tüzük, yönetmelik gören oldu mu? Bu yasağın istisnaları neler, uyulmadığı zaman yaptırımı nedir bilen var mı? Sözde işten durdurma yasağına rağmen onar onar, yüzer yüzer işten durdurulan, iş yerine girmesi yasaklanan işçiler ne yapacak, açıklandı mı?
– Birçok esnaf için normal zamanda rutin bir uygulama olan, bugünlerde ise elzem bir ihtiyaç olan “işe ara verme uygulaması”nı sigorta artık kabul etmiyor! Hangi yasaya, hangi yönetmeliğe, hangi tüzüğe dayanarak yapılıyor bu? Yazılı bir şey gördünüz mü? Altında kimin imzası var?
– 1500 TL maaş desteğine işçi için işveren başvuruyor. Ama bazı işçiler için başvurmayan bazı işverenlere dair ne yapılacak? Bu konudaki ihtilaflar için izlenmesi gereken prosedürün yazılı olarak yayınlandığına dair bir şey duydunuz mu? Karar verici kim ve kararlarını nerede görüp inceleyebiliriz?
– Bir ücretsiz izin lafıdır dolaşıyor. Herhangi bir yasada bunun ne demek olduğunu izah eden ve nasıl uygulanacağını açıklayan bir şey gördünüz mü? Kimin keyfine göre uygulanıyor bu ücretsiz izin? Yazı, imza, mühür, tarih var mı?
– Pandemi öncesi işsiz olup, işsizlik maaşını da almaya başlamış insanların ödemeleri cart diye durdu. 12 Nisan’dan beridir ödenmiyorlar! Buna kim karar verdi? Neye dayanarak karar verdi? Hangi yazı ile bu kararı ilan etti? Gören, duyan oldu mu?
Bu listeyi uzatmak mümkün. Ama hepsinin ortak noktası şu; Alınan kararları kimin aldığı, nasıl uygulanacağı, kimin uygulayacağı, uymayanlara ne yapılacağı YAZILMAMIŞ, İMZALANMAMIŞ! Ortaya bir laf atılmış, sözlü talimatlarla ülke yönetiliyor! Ülkemin saf insanları da, yazısını soracağına o lafın peşinde hikmet arıyor!
Bu keyfilikle değil başkanlık, padişahlık sistemi bile kursanız nafile! Çünkü bir karar alıp, altına imza atmak için; sıfatınız değil cesaretiniz olması gerekir. Sonradan değiştiremeyeceğiniz, yanlış veya olumsuz, sonuçları için hesap verebileceğiniz risklere girmeniz gerekir. “Yanlış anladın abim”, “öyle demediydim gardaş”, “idare et be buba” ile ülke yönetmek, tabansızlıktan başka bir şey değildir.
Nice padişahların, nice kralların kelleleri yazdıkları fermanlara sarılıp gömülmüştür! Onun için ferman yazmak da yasa, tüzük, yönetmelik yazmak da, önce cesaret ister! Ve korkaklık bürokrasinin en tepesinde de, halkın en dibinde de rahatça bulunabilecek bir karakter özelliğidir! Bir kararı aldığını söyleyip, o kararı yazılı hale getiremeyen insanların yönettiği bir ülkede, rejim tartışmak abesle iştigaldir…