Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda özel sektör işçilerinin yaşadıkları y0ğun sömürü karşısında sendikasız olmalarından dolayı kendiliğinden mücadelelere başladıklarını vurguladı.
Rahvancıoğlu paylaşımında, çalışma yaşamında patronun mutlak ve sınırsız gücü ile işçinin kesin güçsüzlüğü arasındaki dengesizliğin mevcut patlamaların esas nedeni olduğunun altını çizerken, ancak bu patlamaların örgütsüz olamsı halinde emek hareketine kalıcı bir katkı sağlamayacağını belirtti.
Ayrıca Rahvancıoğlu “Bizim mevcut sendikal bürokrasiden ve hükümet eden/hükümete talip olan tayfadan herhangi bir umudumuz yok. İşçiler içerisinde sınıf bilinci en yüksek unsurlara çağrımız ise; öfkelerini örgütlemeleri ve kalıcı kazanımlar elde etmek için güçlerini birleştirmeleri şeklindedir…” gibi ifadelere de yer verdi.
Açıklama şöyle:
Bugün basına yansıyan Concorde Otel ile ilgili gelişmeler bir süreden beridir devam eden yeni bir emek hareketliliğinin son göstergesidir. Emekçiler haklarını güvence altına alacak yasal örgütlülüklerin yokluğunda, kendiliğinden patlamalar ve direnişlere yönelmeye başlıyor. Bu bugün Concorde’da yaşanıyor, yakın geçmişte GAÜ, KAÜ, Malpas gibi işyerlerinde benzer olaylar yaşandı. Kimisinde konu maaştı kimisinde yatırım, kimisinde izin, kimisinde insan onuruna yakışmayan muamele…
Her olay, detaylarda farklılık gösterse de özünde benzer bir içerik barındırıyor: Patronun dizginsiz ve keyfi gücü karşısında, bıçağın kemiğe dayandığı bir kırılma anında bir grup işçi “artık yeter, ne olursa olsun” diyerek harekete geçiyor. Örgütsüz, plansız, kendiliğinden ama öfkeli çaresiz ve gözü kara hareketler bunlar…
Bu noktada çalışma yaşamında patronun mutlak ve sınırsız gücü ile işçinin kesin güçsüzlüğü arasındaki dengesizliğin mevcut patlamaların esas nedeni olduğunu vurgulayalım. Yasal bir süreç yürütülerek bu eşitsizlik dengeye getirilmediği, işçiler güçlendirilip patronlar dizginlenmediği sürece bu eğilimin güçlenerek devam edeceğini görmek gerek. Şimdi istisnai olan bu parlamalar yakında sıklaşacak; şimdi barışçıl olan bu olaylar yakında şiddet içermeye başlayacak. Muhtemelen önce patronlar kendi paralı adamlarıyla işçilere saldıracak, sonra işçiler kendi misillemelerini ve güvenlik önlemlerini alacak… Bazı durumlarda işyerinin malı, makinesi, ekipmanı hedeflenecek, bazı durumlarda patronun kendisi veya adamları…
Bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok, kendiliğinden parlamalar bugün istisnayen, yarın kural olacak çünkü hiçbir insan evladı böylesi dizginsiz bir patron zulmüne sonsuza kadar dayanamaz…
Kendiliğinden mücadeleler, dünyanın her yerinde yaşanan geçmiş örneklerin de gösterdiği gibi, emek lehine kalıcı kazanımlar sağlayamaz. Bunun için örgütlü, planlı, hedefleri olan disiplinli bir sınıf mücadelesi gereklidir. Ancak mevcut sendikal bürokrasi ve siyasal iktidarı elinde tutan egemenler emek hareketine ikincil bir önem atfetmeye devam ettiği sürece, ilk çıkışların kendiliğinden olması da kaçınılmazdır..
Sendikasız işçi çalıştırmayı yasaklamak, yatırım ve mesai haklarını güvence altına alarak patronları geriletmek, iş mahkemeleri kurmak, iş güvencesi sağlayan uygulamaları yürürlüğe koymak için illa büyük emek patlamaları bekleyenlere müjde: Bu yaşananlar o büyük patlamaların ön habercileri, beklediğiniz günler yakındır…
Yaşananlar ve yaşanacaklar için ve hatta olası yasa ihlali içeren olaylar için işçileri suçlamak ise fayda vermez. İşçiler güçlendirilip patronlar dizginlenmediği sürece sürecin yönü bellidir… Bizim mevcut sendikal bürokrasiden ve hükümet eden/hükümete talip olan tayfadan herhangi bir umudumuz yok. İşçiler içerisinde sınıf bilinci en yüksek unsurlara çağrımız ise; öfkelerini örgütlemeleri ve kalıcı kazanımlar elde etmek için güçlerini birleştirmeleri şeklindedir…
#SendikasızÇalıştırılmakYasaklansın
#KimlikDeğilSınıfMücadelesi
#BağımsızlıkYolundaÖrgütlen