Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kktc vatandaşı özel sektör çalışanlarının küçük bir bölümüne vermeyi planladığı ek ödenek desteği ve patronlara teşvik yoluyla “sendikalaşmaya” ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Açıklamasında “Yaşadığımız kriz ortamında iki yakasını biraraya getiremeyen özel sektör emekçilerinin, “sendikalaşma ve maaş katkısı” söylemi karşısında heyecan duyması gayet doğaldır” diyen Rahvancıoğlu, özel sektörde çalışan sadece 4000 kişiye bu desteğin verileceğinin altını çizdi.
Ayrıca Rahvancıoğlu açıklamasında, “Bu krizde dört bin emekçinin azıcık nefes almasına hiçbir itirazımız olmaz bizim… Ama eşit işe eşit ücret prensibini ortadan kaldırıp, emekçileri tabiyetlerine göre bölen bir uygulamayı; özel sektördeki sorunları çözecek sihirli bir formül gibi sunarak yarattığınız kandırmacaya da taraftar olmamızı beklemeyin.” şeklinde ifadelere de yer verdi.
Rahvancıoğlu’nun paylaşımının tamamı ise şöyle:
Yaşadığımız kriz ortamında iki yakasını biraraya getiremeyen özel sektör emekçilerinin, “sendikalaşma ve maaş katkısı” söylemi karşısında heyecan duyması gayet doğaldır. Geçmişte kuru çığırtkanlık üzerinden çeşitli defalar farklı farklı konularda ikiye bölünen siyasal arena; bu kez de bu konuda yarılmış durumda… Geçmişte tartışılan konular nasıl bir yere bağlanmadan kalmışsa ve o konularda kimin ne dediği unutulmuşsa; bu konuda da farklı olmayacak. Bu yüzden belki en fazla dikkat etmemiz gereken şey; geçimini bizim duygularımızı manipüle ederek kazanan her iki kamp karşısında da dikkatli olmak…
Teşvik yolu ile maaş artışı ve sendikalaşma karşısında taraftar veya karşı olmamız isteniyor… Peki bizim hangi tarafı tuttuğumuz, onların ne yapacağını ne zamandan beridir belirledi ki?
– Çalışanların ezici çoğunluğu göç yasasına karşı. Bu durum yasanın kalkmasını sağladı mı?
– Emekçiler cumartesileri angarya çalışmak istemiyor. Bu konuda bir adım atılmasına yaradı mı bu?
– Resmi tatillerde çalışmaya herkes karşı. Peki bunun ne faydasını gördük?
– Yatırımların gerçek maaş üzerinden yapılmasına itirazı olan birini tanıyor musunuz? Ama Sosyal Sigortalar Dairesi’nin patrondan imzalı maaş belgesini bile kanıt kabul etmesini sağladı mı bu hemfikirliğimiz?
– Özel sektörde işimizin iki dudak arasında olmaması talebini herkes benimserken, bunu sağlayabilecek ve Sosyal Güvenlik Yasası’nın emrettiği tüzük sizce neden 10 yıldır hiçbir hükümetçe çıkarılmadı?
Bu örnekleri yüzlerce maddeyle çoğaltabilirim. Ama işin özü şu ki; bizim bir şeyden yana ya da karşıt oluşumuz; onların o şeyi yapıp yapmayacaklarını belirlemiyor! Onlar zaten bizim taraf olmamızı, yapıp yapmayacakları şeyler için istemiyorlar. Çünkü biz ne istersek isteyelim, onlar hep kendi ajandalarındakini yaptılar. Gene de öyle yapacaklar. Ama elbette, otellerin elektiğini ev elektriğinden ucuz yapan hükümetin özel sektör emekçilerinin çıkarı için gerçekten bir şey yapacağına inanmak isteyenler, bu umuda tutunabilir… Buyursun tutunsun… Ama umut ile olguların sorgulanması birbirini dışlayan şeyler değil. Bu yüzden hem umut edip hem de sorular sorabiliriz… Geçmişte olduğu gibi umudumuzu sömürmelerine izin vermemek için…
– Önümüze sürüp bizi yandaş veya karşıt kılmaya çalıştıkları bu süreç TÜM ÇALIŞANLARA maaş katkısı mı verecek? Hayır! Ama vatandaş olmayanların dışarda bırakılmasını eleştirenlere ustalıkla örtülmüş bir yabancı düşmanlığı aracılığı ile cevap veriliyor… Peki o zaman, bu tartışmayı bir süreliğine unutup başka soru soralım…
– TÜM VATANDAŞLARA mı verilecek bu maaş katkısı? Hayır… Burda da karşımıza “sendikalaşma” argümanı çıkarılıyor… Hükümetin trolleri sendikalaşma şampiyonu kesiliyor… hade o halde soruyu bir daha değiştirelim;
– TÜM SENDİKALI VATANDAŞLARA mı verilecek bu maaş katkısı? Gene hayır! Hatta uzatmaya gerek yok, bu maaş katkısı tüm toplu sözleşmeli, sendikalı ve vatandaş olanlara da verilmeyecek!
Peki kime verilecek bu katkı? Altmış binden fazla kktc vatandaşı özel sektör çalışanı içinden, taş çatlasa dört bin kişiyi bile bulmayacak bir gruba!
Tablo bu iken devrimcilerin cevabı sadece şu olabilir: 4000 kişiye maaş desteği mi vereceksiniz, buyrun verin! Bu krizde dört bin emekçinin azıcık nefes almasına hiçbir itirazımız olmaz bizim… Ama eşit işe eşit ücret prensibini ortadan kaldırıp, emekçileri tabiyetlerine göre bölen bir uygulamayı; özel sektördeki sorunları çözecek sihirli bir formül gibi sunarak yarattığınız kandırmacaya da taraftar olmamızı beklemeyin.
Çünkü öncesinde yarattığınız umuda rağmen Crans Montana’dan sonra nasıl Kıbrıs sorunu çözülmediyse, Zeki Çeler’in 1 mayıs 2018 şovundan sonra resmi tatillerde sömürülme pratiği nasıl sona ermediyse, sizin bu çok mühim tüzüğünüzden sonra da özel sektör emeçisinin sıkıntıları bitmeyecek. Aksine yarattığınız umudun çöküşü ile öfke daha da büyüyecek…
Ve o öfkenin üstünde devrimci bir emek hareketi yükselecek. Bugün körüklediğiniz umut, yarın yükselecek öfkeyi hazırlıyor… Onun için elinizi hiç korkak alıştırmayın, sonuçta kazdığınız kendi mezarınızdır… Biz buna hiç karşı olabilir miyiz, aksine bu konuda sizi yürekten destekleriz…