Bağımsızlık Yolu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması yayınladı.
Kıbrıs’ın kuzeyinde resmi rakamlara göre 53’ü son dört ayda olmak üzere, son iki yılda 442 kadın darp edildiğine dikkat çekilen açıklamada, sosyal hizmetlere ayda ortalama 10 şiddet başvurusu yapılmakta olduğu vurgulandı.
25 Kasım’da herkesi sokağa çıkmaya davet eden açıklamada “bizler de kadına yönelik şiddete dur demek için 17:30’da Citroen ışıkları önünde olacağız.” denildi.
Bağımsızlık Yolu’nun yapmış olduğu açıklamanın tam metni şöyle:
25 Kasım’da Sokağa
Dominik Cumhuriyeti’nde Clandestine Hareketine mensup üç kadının; Mirabal kardeşlerin, diktatörlük karşıtı mücadele yürüttükleri için tecavüz edilerek öldürülmesi nedeniyle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak kabul ediliyor. Bugün aslında yalnızca kadına yönelik şiddetle mücadelenin değil aynı zamanda Mirabal kardeşlerden miras kalan sisteme karşı başkaldırının da sembolüdür. Bugün ataerkil ve kapitalist sistemde devlet hala, kadınları erkeklerden koruyamıyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde resmi rakamlara göre 53’ü son dört ayda olmak üzere, son iki yılda 442 kadın darp edilirken, sosyal hizmetlere ayda ortalama 10 şiddet başvurusu yapılmakta. Kadınlar en yakınları tarafından tecavüze uğrayıp, darp edilip öldürülürken, CTP hükümeti hala kadın sığınma evi projesini vaatten ileriye götüremiyor. Üstelik CTP’nin feminist vekili Doğuş Derya “Çok iyi yasalar yapmak maalesef yeterli değil. İcraat da görmek istiyoruz, henüz ortada bir sığınma evi yok” diyerek aslında milletvekili olduğu hükümet partisinin bu konuda ne kadar samimi olduğunu kendisi bile kabul ediyor.
Darp şikayetine işlem yapmaktan kaçınarak kadınları evlerine geri gönderen polis teşkilatını, kadınların başına gelenlerden birinci derecede sorumlu tutuyoruz. Çevre yollarında boylu boyunca uzanan gece kulüplerinden aldığı vergiler karşılığında devlet, kadınların pasaportlarına el koyarak insanlık dışı koşullarda çalıştırılmalarına göz yumuyor ve çalışma izinleri çıkana kadar onları hastanede kilitli tutarak seks köleliğine ortak oluyor.
Kıbrıs’ın kuzeyinde bunlar yaşanırken, yakın coğrafyamızda süren savaşlarda kadınlar sistematik olarak tecavüze uğruyor, ya savaştan kaçarken ya da savaş sırasında öldürülüyorlar. Doğu Asya ülkelerinde ise kadın ticareti ve küçük kız çocuklarının satılması hala yaygın. Bazı Asya ve Afrika ülkelerinde kadın sünneti geleneksel hale gelmiş durumda. Yanı başımızdaki TC’de ise kadın düşmanı AKP iktidarı tecavüze uğrayıp hamile kalan kadınların doğum yapmasını buyururken, DİSK’in Şubat 2015’de yayınladığı raporda AKP döneminde kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarının yüzde bin 400 arttığı belirtiliyor.
Hal böyle iken bizler, evde, sokakta, iş yerinde ve gece kulüplerinde kadınlara uygulanan şiddete ve sömürüye karşı mücadelemizi devlet-sermaye ekseninde vermeye devam edeceğiz. 25 Kasım’da herkesi sokağa çıkmaya davet ederken, bizler de kadına yönelik şiddete dur demek için 17:30’da Citroen ışıkları önünde olacağız.
Sokakta, iş yerinde, evde, kadınlar güvende olana kadar mücadele!
Bağımsızlık Yolu (a)
Firuzan Nalbantoğlu