Mehmet Ali Talat ve yaptığı açıklamalar mizah kitabı haline getirilse herhalde hatırı sayılır bir kitleye ulaşır artık.
Akp’nin Kıbrıs’taki temsilcisi olduğunu söylemesinden tutunda, ülkü ocaklarının “nefret söylemi” geliştirdiğini hiç duymadığına kadar bir yığın laf etti Talat bugüne kadar.
Şahsen hiçbir dönem kendisine politik olarak bir yakınlık duymamış olan beni bile şaşırtmayı başarmıştı bir çok defa.
Ülke şartları düşünüldüğünde, son yıllarda bu ülkede sol dendiği zaman belki de ilk akla gelen insan olması sebebiyle ve kendisini solda gören insanlar üzerinde çok ciddi bir etkisi olduğu hesaba katıldığında yaptığı açıklamalar önemliydi.
Nasıl olurda Talat bunları söyler diye bir çok defa düşünmüşümdür inanın.
Bir hayal kırıklığı olarak değil elbette, bu kadar açık bir şekilde kendi tabanıyla ve tarihiyle zıtlaşabilmesi ilginçti benim açımdan.
Kendisini her ne koşulda olursa olsun savunacak insanlar tanıdım ben.
Özellikle CTP tabanında sol değerleri öyle ya da böyle hala benimseyen insanlar…
Onları bile zor durumda bıraktı bir çok defa.
Şimdi durup Talat bugüne kadar neler söylemişti diye de araştırma yapmadım.
İlk aklıma gelenleri yukarda yazdım zaten, ama daha bir yığın tuhaf açıklaması olmuştu.
Fakat son yaptığı açıklamalarla bence noktayı koydu.
Ve bugüne kadar yapmış olduğu bazen ürküten, bazense güldüren açıklamalarının hepsinin aslında nasıl bir ideolojik temelden geldiğini gösterdi bizlere.
Ve bu kez açıklamalarına CTP’yi de iyice yerleştirince, çok net bir çerçeve çıktı karşımıza.
* * *
Şöyle buyurdu Talat son röportajında:
“Sermaye çökerse emek de çöker. Hayalimiz sosyalizm, sonra da komünizmde bu iş bitecekti. O uygulama çöktü”.
CTP’nin iktidarda olan bir parti olarak sermaye ile emek arasındaki uyumu sağlamasının zorunlu olduğunu, bunu yapmazsa iktidarda kalamayacağını söyledi açık yüreklilikle.
Bunu da ‘sermaye olmazsa emekçi de olmaz’ argümanıyla destekledi.
Kendi sözleriyle yazalım ki yanlış anlaşılma olmasın:
‘Eski CTP olabilir mi yeni CTP? Nasıl olabilir öyle bir şey? Dünya değişti, Sovyetler Birliği dağıldı.CTP’nin bağlı olduğu dünya görüşü çöktü.Allah aşkına nasıl olabilir? Sosyalist sistem çöktü. Tabiki CTP emekçinin yanındadır ama CTP iktidarda olacağına göre, sadece emekçilerin çıkarları ile hareket edemez ideolojik olarak.CTP, mecburdur sermaye ile emeğin uyumunu sağlasın. Çünkü sermaye olmazsa emekçi de olamaz.’
Neymiş?
CTP emekçinin yanındaymış ama sonuçta iktidarda olduğuna göre sadece emekçilerin çıkarlarına göre hareket edemezmiş.
Sermaye ve emek arasındaki uzlaşmaz çelişkiyi iktidarda olma kriterine göre yorumlayan bir fikriyat var karşımızda.
Boşuna demiyorduk demek ki, muhalefette başka iktidarda başka bir parti var diye…
CTP’nin bundan sonra nasıl hareket edeceği veya halihazırda nasıl hareket ediyor olduğu bir tarafa dursun (ki buarada bence Talat’ın CTP analizi doğru), ‘sermaye olmazsa emek olmaz’ söylemini nasıl ele almalı diye düşünüyor insan.
Çünkü Marksizm ve sol üzerine bir tartışma yapıyor olsak, böyle bir konu üzerinden tartışamazsınız.
Marx için sermayenin tanımı en geniş anlamıyla ‘ölü emek’ dir.
Onu bir toplumsal ilişki olarak kavramsallaştırır ve sermaye denilen şeyi naslında işçilerin artık emeğininin birikmiş hali olduğunu söyler.
Sovyetler birliğinin yıkılışı ve sosyalizm/komünizm deneyimlerinin başarısızlığı ise Marksizm içerisinde defalarca üzerine tartışılmış ve hala tartışılan tarihsel bir dönemdir.
Ve buradan ekmek yemeğe çalışan liberal ideologların bile artık çok fazla bulaşmadığı bir tartışmadır.
Bu sebeple sol adına Talat’ın sözleri herhangi bir tartışma zemini sunmaz.
Kendisi ve temsil ettiği parti hala solda tanımlandığı için bu yazıya konu oluyor Talat.
* * *
Kendi ideolojik savruluşunu meşru göstermek için Sovyetlerin yıkılışını referans almasının, yine kendi fikriyatı içerisinde tarihsel bir tutarlığı var aslında.
Parti olarak Sovyetleri anavatan olarak benimsemiş bir fikriyatın, o anavatan yıkılınca yerine başka anavatanlar koyması da anlaşılır.
Sadece bunun bu kadar açık bir dille, ‘sermaye olmazsa,emek de olmaz’ diyecek kadar fütursuzca dile getirilmiş olması hem kabulediş anlamında önemli hem de artık tartışmanın sol içerisinde bir tartışma olmaktan tamamen çıktığının ispatı niteliğinde.
CTP parti olarak Talat’ın açıklamalarını ne kadar sahiplenir bilinmez.
Sonuçta kendi milletvekilinin yaptığı açıklamaların bile arkasında duramayan bir partiden bahsediyoruz.
Ama Talat’ın CTP için söylediklerine ve CTP’nin bugünkü pratiğine baktığımızda ortada pek de çatışan bir durum olduğu söylenemez.
Ama CTP parti olarak Talat’ın sözlerini açıkca söyleyebilecek bir parti değil.
Eğer CTP içerisindeTalat’ın sözlerine karşı tutum alacak insanlar var ise bunların da çıkıp bunu açık bir şekilde dile getirmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde CTP’nin en önemli figürlerinden birisi olan Talat’ın söyledikleri, şüphesiz CTP’yi de bağlayacaktır.
Serdar Durukan
Baraka Aktivisti