Belki de Lefkoşalı dışında bir çok kişi bilmez yerini. Lefkoşa’nın çok gidilmeyen, görülmeyen bir yerinde. Dar sokağın karşında bir duvar, dönünce sola Arabahmet Kültür Evi, duvarın arkası Ermeni Kilisesi ve duvar ise sınır, düşüncelerde değil belki ama kara parçasında sınır.
Arabahmet Kültür Evi özelleştirildi!
Unutulmuş bir bölgenin hatırlanmasını sağlayan, belki de bazılarımız gitmese bile adını Arabahmet Kültür Evi sayesinde duydukları bir yer. Aynı zamanda amatör tiyatrocuların, emeğe değer verenlerin de yeri, Arabahmet Kültür Evi.
Dar sokaklarından normalde bölge sakininden başka kimsenin geçmediği bir çıkmaz sokağı, kültür ve sanatın buluşturması canlandırıyor. İzleyici halkla tiyatro salonunun koltukları ısınıyor.
Arabahmet Kültür Evi özelleştirildi!
Kapısı zor açılır, ışıkları bozuk, koltuklarının bazısı kırık. Eskiden yılların yorgunluğu vardı üstünde ama gözleri mutluluk dolu. Şimdiler de kalbi kırık, gözü yaşlı.
***
Arabahmet Kültür Evi özelleştirildi!
Hem de Lefkoşalıya ait, halka ait olan Arabahmet; belediyenin ortak olduğu şirket tarafından, halka sorulmadan, gizli değil belki ama sinsice planlanarak özelleştirildi.
Arabahmet Kültür Evi özelleştirildi!
Esas sahibi bizler, Lefkoşadayız. Ancak, tapusu deniz manzaralı bir yerde. Kim mi?
Girne Amerikan Üniversitesi. Ne işi mi var GAÜ‘nün Arabahmet Kültür Evi’nde? Restaurant açmakla ne işi varsa, Arabahmet’te de o işi var. Ne demiş ti Napolyon: Para, para, para.
GAÜ bir üniversite. Ama o da bir sermaye. Hem de çalışanlarının iş güvencesinin olmadığı, kötü koşullarda çalıştırıldığı, maaş ve sigortalarının geç yatırıldığı bir sermaye.
GAÜ yöneticiler kurulu başkanı Serhat Akpınar’ın Lefkoşa yerine LefkoŞE dediği bir kurum. Yanlışlıkla söyledim diyor ama gene de insanın içi yanmıyor değil. Hani derler ya insanın fikri neyse zikride o olurmuş.
***
Arabahmet Kültür Evi özelleştirildi!
Özelleştirme söz konusu değil, örgütlerin görüşleri alınacak, konuyla ilgili süreç halkla paylaşılacak dendi, bizler ise göz göre göre uyuduk, uyutulduk. Gelip sinsice evimizi elimizden aldılar, bizler durulduk.
**
Uyku bitti.
Gözümüz açıldı.
Yediğimiz tokatın izi yüzümüze yansıdı.
**
Arabahmet Kültür Evi özelleştirildi!
Evet özelleştirildi. Hem de bizlerin yani orayı sahiplenenlerin gözleri önünde. Gözümüze baka baka aldılar elimizden evimizi. Ve ses çıkarmadık olanlara. Susduk Kıbrıs gibi, evimizin üstünde oynanan oyunlara.
Belki geç kalındı sanılabilir ama daha bitmedi hiçbir şey. Evimizi sattıranlara, “Kimin malını kime veriyorsunuz?” diye sorma zamanı geldi. En azından bilmeliler ki elimizden alamazlar bize ait bir yeri, bizimle savaşmadan.
Yerlerimize göz koyan bürokrat şehir eşkiyalarının karşısında durmalıyız ve demeliyiz ki Arabahmet Kültür Evi bizimdir. Ve satılık değildir!
Haydi sokağa çıkalım. Hiçbir şeye inanmıyorsak bile Arabahmet’e dostlarının yanında olduğunu göstermek için çıkalım. Evimizi geri alalım.
Onur BÜTÜNER
Baraka Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.