AÖA ÖĞRENCİLERİ KAMUSAL VE ÜCRETSİZ EĞİTİM İÇİN SOKAKTAYDI

Eğitim Bakanlığı’nın kapalı kapılar ardında YÖDAK ile de işbirliği yaparak YDÜ’de Sınıf Öğretmenliği bölümüne açma ön izni vermesi üzerine Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencileri yine sokaktaydı. Önce Eğitim Bakanlığı önünde yapılan eylemin ardından YÖDAK’a giden öğrenciler bu açma ön izni kararından bir an önce dönülmesi gerektiğini vurguladılar ve eylemlerine kararlılıkla devam edeceklerini dile getirdiler.

İlk kez 2010 yılında Okul Öncesi bölümüne verilen açma ön izni için sokaklara dökülen gençler mücadelelerinde başarılı olmuş ve şimdi mesleklerini yapabilmektedirler. Aynı kararlılıkta olan genç öğretmen adayları bugün, 5 yıl öncesinde verilen mücadeleye işaret edip bakanlığı bu yanlış karardan dönmemesi halinde her türlü eylemi yapacaklarını dile getirdiler.

Bunun üzerinde bakanlık açma ön iznini “şartlı” verdiklerini ve AÖA öğrencilerinin haklarının korunduğunu ve YDÜ’de bu bölüme kayıt yaptıracak öğrencilerin devlete giremeyeceğini  iddia etti. Yani yine anlaşılacağı gibi DP-CTP Hükümeti sermaye ile kol kola vermiş ve buna hem AÖA Öğrencilerini alet ediyor hem de YDÜ’de bu bölüme kayıt yaptıracak olan gençlerin umutlarıyla oynuyor.

KTÖS’ün de destek verdiği eylemde kamusal ve ücretsiz eğitimin önemine vurgu yapıldı. Sermaye ile işbirliği yapan hükümet tüm kurumlarımızı satabileceğini düşüne dursun geleceğin öğretmenleri olacak olan AÖA Öğrencileri yine sokakta ve planlı, kamusal, demokratik eğitimi savunacaktır.

 

AÖA Öğrencilerinin basın açıklamasının tam metni :

Basın Açıklaması
Atatürk Öğretmen Akademisi, 1937’den beri ülkemizin öğretmen ihtiyaçlarını doğru hesaplayarak, nitelikli bir seçme sistemi ile öğretmen adaylarını belirleyerek, ilkokul ve okul öncesi kurumlarımıza öğretmen yetiştirmektedir.
Atatürk Öğretmen Akademisi, DPÖ, Eğitim Bakanlığı ve KTÖS’ten elde ettiği verilere göre gelecek yıllardaki öğretmen ihtiyacı sayısını belirlemekte, öğretmen adaylarını sınırlı sayıda, kriterler kullanarak seçmekte ve öğretmen yetiştirirken bunu ticari bir kaygıya dönüştürmemektedir. Sistemin planlı ve doğru işlemesi nedeniyle, ilkokul sınıf öğretmeni ve okul öncesi öğretmenleri, özel üniversitelerin diğer branşlarda yaratmış olduğu kaosa sürüklenmemiştir.
Özel üniversiteler öğrencileri yanlış yönlendirerek ülkemizde her alanda ihtiyaç fazlası istihdam oluşturmuştur. İhtiyaç fazlası istihdam çalışma koşullarını rekabete endeksleyerek emek sömürüsüne ve işsizliğe yol açmıştır. Özel üniversiteler kural ve yetenek tanımaksızın öğrenci kabulu gerçekleştirerek eğitimin niteliğini tartışılır hale getirmiş, eğitimi ticari bir varlığa dönüştürerek her alanda yozlaşmanın temelini atmışlardır.
Ülkemizde ihtiyaç fazlası oluşturmayan ve nitelik tartışması yapılmayan branşlardan biri de  ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmenliğidir. Bunun nedeni planlı, sistemli ve denetlenebilir bir başarı öyküsünün bulunmasıdır. Planlı olması nedeniyle ihtiyaç fazlası oluşturmamakta, sistemli olması nedeniyle niteliğini korumakta, denetlenebilir ve ücretsiz olması nedeniyle de eğitim kaygısı taşımaktadır.
Tüm bu gerçekler ortada dururken, YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı’nın bir özel üniversiteye ilkokul sınıf öğretmeni yetiştirme hakkı için ön izin vermesi kabul edilemez. Özel üniversiteler AÖA’nın planlı ve nitelikli sistemini örnek almayacağı gibi, ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmeni yetiştirme felsefesini ticari kaygılarla besleyerek kendine benzetecektir. Özel okullara sınıf öğretmeni yetiştirecek bahanesi ise mantıklı değildir. Doğru olan ülkenin kamusal ve özeldeki tüm ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmenlerini Atatürk Öğretmen Akademisi’nin yetiştirmesidir.
Özel üniversitelerin nitelikli eğitim değil, ticari kaygıları vardır. Bunun en son örneği özel eğitim öğretmenliği alanında ihtiyaç fazlası vererek sosyal bir travmaya neden olmaları ile ispatlanabilir. Ülkemizde 18 özel eğitim öğretmeni kadrosu boş olmasına rağmen bir üniversiteden sadece 73 öğretmen adayı işsiz beklemekte, en az 300 öğrenci de ilgili bölümde özel eğitim öğretmeni olmak için emek harcamaktadır.
Şu an 54 tane ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmeni geçici görevlerde çalışmakta veya askerlik görevini yapmakta, 56 öğretmen adayı da okulda öğrenim görmektedir. Toplam 110 öğretmen adayı 2018 yılına kadar oluşabilecek ihtiyacı karşılayacaktır. 2019 yılındaki ihtiyacın karşılanabilmesi için bu yıl okul öncesi için 20, ilkokul sınıf öğretmenliği için 30 öğretmen adayının okula alınması gereklidir. Eğitim Bakanlığı özel okullar konusunda ciddiyse, AÖA’ya daha fazla öğrenci alıp bu sorunu ortadan kaldırabilir.
Eğitim Bakanlığı’na soruyoruz:
Planlı, nitelikli ve ücretsiz öğretmen yetiştirme anlayışından vazgeçtiniz mi?
Her beş yılda bir, özel üniversitelere ilkokul ve okul öncesi yetiştirmek için ön izin verme kaygınız partinizin politikaları arasında mı?
İlkokul sınıf öğretmeni ve okul öncesi öğretmeni yetiştirme hakkının AÖA’da olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Bir tarafta ülkenin kültürünü taşıyan, planlı, nitelikli ve ücretsiz öğretmen yetiştiren AÖA varken, diğer tarafta eğitimde nitelik kaygısı taşımayan, eğitimi ticarileştiren, yüzlerce kişiye bölüme yatay geçiş çağrısı yapan ve her alanda sosyal travmalara neden olan YDÜ’ye ön izin verilmesinin arkasındaki siyasi olay nedir?
Ülkemizde eğitimi satanların, eğitim ve nitelik kaygısı taşımayanların ilkokul ve okul öncesi yetiştirmesi meşru değildir. Kimsenin öğretmenin niteliğini sorgulatmaya, işsizler ordusu yaratmaya, temiz kalmış bir alanı kirletmeye hakkı yoktur. Öğretmen yetiştirme ciddi bir iştir ve bu işi devlet eliyle, ücretsiz olarak Atatürk Öğretmen Akademisi nitelikli bir anlayışla gerçekleştirmektedir.
CTP-DP Hükümeti’ni, Eğitim Bakanlığı’nı ve YÖDAK’ı yaptıkları yanlıştan dönmeye çağırıyoruz. Bu yanlış ortadan kalkana kadar eylemlerimiz devam edecektir.
Saygılarımızla
AÖA Öğrencileri (a)

2