Lefkoşa Kuğulu Park’ta, Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde TC’de yaşanan faşist darbeyi protesto ve TC’deki halklarla dayanışma eylemi yapıldı. Yüksek katılımla gerçekleşen eylemde, girişler sıkı denetim altına alınırken, polisin aşırı güvenlik önlemleri alması da gözden kaçmadı. Eylemde basın açıklaması okunmasının ardından örgüt temsilcileri, “Faşizme karşı omuz omuza, siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganları eşliğinde TC elçiliği önüne yürüdü. Burada özellikle ülkü ocaklarından oluşan karşıt grup “şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganlarıyla kitleyi provoke etme girişiminde bulundu.
Tüm engellemelere rağmen Mağusa’dan otobüs kaldırıldı…
Öte yandan bugün eylem için Mağusa’dan kalkacak olan iki otobüsün şoförlerinin polis tarafından aranarak, otobüslerin eyleme gelmelerinin engellenmesinin ardından, DAÜ-SEN ve öğrencilerin girişimiyle, Mağusa’dan bir başka otobüs kaldırıldı. Alınan bilgilere göre, öğrencileri taşıyan otobüs yolda polis tarafından durdurularak arandı. Öğrenciler gecikmeli de olsa Kuğulu Park’taki eyleme katıldı.
Eylemde okunan ortak açıklamanın tam metni ise şöyle;
“Artık fiilen bir diktatörlüğe dönüşen AKP ve Erdoğan rejimi, Anadolu halklarını her gün yeni bir kabusa uyandırmaktadır.
Erdoğan’ın başkanlık rejimi hırsı, Anadolu halklarının üzerinde daha fazla şiddet, daha fazla sömürü ve baskı getirmektedir.
15 Temmuz’dan bugüne kadar yaşananlar AKP’nin dozu gittikçe artan, kapsamı gittikçe genişleyen şiddet ve baskı ile şekillenen faşist bir rejimin inşasını göstermektedir.
Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyonlar, gazetecilerin tutuklanması, LGBTİ bireylere, emek ve demokrasi örgütlerine yönelik gittikçe artan şiddet, Diyarbakır Belediyesi’ne yönelik baskılar ve en son geçtiğimiz hafta 6 milyonun oyu ile seçilen HDP liderlerinin, milletvekillerinin ve yöneticilerinin göz altına alınarak tutuklanmaları, AKP’nin başkanlık rejimi adı altında yürüttüğü faşist uygulamaların doruk noktasına ulaştığının bir göstergesidir.
AKP, Kürt halkının demokratik siyaset yapma araçlarına saldırıp, HDP’li vekilleri tutuklaması, açık şekilde parlamenter sisteme yönelik bir darbedir. AKP, özgürlük, demokrasi, emek ve barış için mücadele eden kesimlerin demokratik kanallarla siyaset yapmasını engellemeye çalışmaktadır. Erdoğan Türkiye coğrafyasında barış değil savaş, kardeşlik değil düşmanlık istemektedir!
Kendisinin dışındaki siyasal farklılıkları yok etmeye çalışarak, adım adım faşist bir diktatörlük kurmaya çalışan AKP ve Erdoğan, aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanlar için de tehdit oluşturmaktadır. Kıbrıslı Türkler, yakın geçmişimizde yaşanan Kıbrıs’ın kuzeyindeki AKP şiddetini unutmadığı gibi, gerek özelleştirmeler, borularla su getirilmesi ve elektik gibi ekonomik, gerekse de polis şiddeti ve baskıları gibi demokratik yönden uygulanan yaptırımlarla mücadele etmeye de devam ediyor.
Ayrıca Kıbrıs sorunun çözüm ve barış yönünde olumlu ivme kazandığı şu günlerde, kendi halkına ölüm, göz yaşı ve zulüm yağdıran AKP rejiminin, Kıbrıs’taki bir çözümün garantörü olmasını istemesi endişe ve kaygı vericidir. Kıbrıs’ta çözümün ve barışın garantisi, Türkiye’de savaşın ve zulmün garantiliğini yapan AKP iktidarı mı olacak?
Türkiye’de yaşanan baskıların, şiddetin ve yasaklamaların, geçmişte olduğu gibi ileride burada da yaşanabileceğinin farkındayız. Türkiye’de AKP faşizmine karşı direnen tüm emek, demokrasi ve barış güçleri ile burada, Kıbrıs’ın kuzeyinde de AKP’ye karşı birlikte mücadeleyi yükselterek dayanışmamızı gösteriyoruz.
Ve evet biliyoruz, korku bulaşıcıysa, cesaret de bulaşıcıdır,
ve evet farkındayız hiçbir diktatör korku ve şiddet ile varlığını sürdüremez,
ve evet başka yolu yok, mutlaka kazanacağız!”