Adana’da 19 yaşındaki mülteci işçi polis tarafından göğsünden vurularak öldürüldü.
Adana’da yaşayan Suriyeli mülteci Ali El Hemdan, polis tarafından göğsünden vurularak öldürüldü. Ailesini geçindirmek için atölyede çalışan 19 yaşındaki genç işçinin ailesi, Ali El Hemdan’ın molaya çıktığı sırada polis kontrolü ile karşılaştığını belirtti.
20 yaş ve altındakilere uygulanan sokağa çıkma yasağı gerekçesiyle ceza almaktan korkan ve kaçmaya başlayan Ali, polisin ateş etmesi sonucu göğsünden vurularak hayatını kaybetti.Genç işçinin yakınları, polis kurşunu ile hayatını kaybeden gencin geçici koruma kimliğinin de yanında olmadığı belirtti.
Açığa Alındı, Sonra Tutuklandı
Suriyeli gencin ölümünün ardından onu vuran polisin açığa alındığı bildirildi. Adana Valiliği, “İlgili polis memuru, açığa alınmış olup adli ve idari tahkikat devam etmektedir” açıklamasında bulundu.
El Hemdan’ı öldüren polis sonra da ifade işlemleri ardından Adana Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık ifadesi ardından Adana Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan polis, El Hemdan’ı öldürmek suçlamasıyla tutuklandı. Mahkemenin olayın görgü tanığı Hasan Hacı Ahmed’in ifadesini ise almadığı öğrenildi. Ali El Hemdan’ın 3 metre mesafeden 1 el ateşle öldürüldüğü belirtildi.
“Mesleki Bir Dayanışmayla deliller Karartılıyor”
Ali El Hemdan’ın vurulmasına ilişkin Evrensel’e değerlendirmelerde bulunan Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Av. Tugay Bek, “Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi birlikte değerlendirildiğinde yaşama hakkını korumak için devlet her türlü önlemi almak yükümlülüğündedir; polise silah kullanma yetkisi ancak zorunlu durumlarda verilebilir ve silah kullanabilmek için yetkililerin silah kullanma dışında başka olanaklarının kalmaması gerekir” dedi.
Polis Vasife ve Selahiyetleri Kanuna göre de polisin kişileri ve araçları; bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek, suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek, hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş kişileri tespit etmek, kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla durdurabileceğini ifade eden Bek, “Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde silahla ateş edebilir. Polis, silah kullanmadan önce, kişiye duyabileceği şekilde ‘dur’ çağrısında bulunacak. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilecek. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi ve ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise silahla ateş edilebilecek. Olayda böyle bir durumu olmadığı anlaşılıyor. Öldürülen gencin dur ihtarına uymadığı yönünde bir iddia dışında ayrıca ağır cezalık bir suça karıştığından ya da polise saldırıda bulunduğundan bahsedilmiyor. Kaçmış olması polise öldürme yetkisi vermeyecektir. Haberlerde polisin havaya ateş ettiğinden, sonra da çocuğu bacağından vurduğundan bahsediliyor. Ancak görüntü kayıtlarında ölen gencin tek bir kurşunla kalbinden vurulduğu görülüyor” dedi.