Kıbrıslı Türkler olarak varoluş mücadelesinde yeni bir virajdayız. Bu kritik dönemeç gelecek nesilleri uzun vadede etkileyerek kültürel kimliğimizin yok olmasına sebep olacak kadar ciddi bir süreçtir. AKP, Kıbrıs’ta açmaya çalıştığı Yurt Dışı Koordinasyon Ofisi ile uzun döneme yayılacak şekilde kimliğimizde ve yaşantımızda kültürel dönüşüm yapmayı hedeflemektedir. AKP’nin Türkiye’de son 10 yılda adım adım ördüğü gericilik tandanslı politikaları makro ve mikro düzeyde yaşamı olumsuz etkilemektedir. Daha dün Türkiye’de bir öğrenci ramazan ayında sigara içiyor diye polisler tarafından gözaltına alınmış, daha dün Recep Tayyip Erdoğan “çocuk doğurmayan kadın yarım insandır” ifadesini kullanmıştır. Türkiye halkları yaşamın her alanında gerici politikalarla ve tavırlarla karşılaşmakta, “abluka” altına alınmaktadır.
Biz Kıbrıslı Türkler de uzun yıllardan beridir Türkiye’nin yaşamımıza müdahalesiyle kuşatılmış durumdayız. 1950’li yıllarda Rumca konuşan akrabalarımıza TMT ve Türkiye’den atanan sancaktarlık tarafından para cezası kesildiğini, Türkçe konuşması yönünde baskı yapıldığını nenelerimiz, dedelerimiz anlatmaktadır. Köy ve sokak isimlerinin Türkçeleştirilmesi, 1980’li yıllara kadar öğrencilere ağırlıklı olarak Kıbrıs’a ait halk dansları yerine Türk halk danslarının öğretilmesi varlığımıza, kültürel kimliğimize yapılan önemli darbelerden bazılarıdır. AKP dönemine kadar olan yıllarda Türkiye tarafından Türk kültürü ve kimliğine uyum sağlama yani Türkleştirme politikalarıyla karşı karşıya iken bu dönemle birlikte müslümanlaştırma politikalarıyla karşı karşıyayız. AKP, Kıbrıslı Türk yandaşları aracılığıyla adanın kuzeyini gerici dini motiflerle örmeye çalışmaktadır. Kuran kurslarının düzenlenmesi, ilahiyat fakültelerinin açılması, cami inşaatları siyasal İslam’ın Kıbrıs’ın kuzeyinde yer edinme adımlarıdır.
AKP’nin hem Türkiye’de uyguladığı gerici politikalara bakıldığında hem de Kıbrıs’a ekonomik ve kültürel içerikli müdahaleleri göz önünde bulundurulduğunda Yurtdışı Koordinasyon Ofisi’nin yaratabileceği tehlikeler açıktır. Yurtdışı Koordinasyon Ofisi açma ve faaliyet yürütme anlaşmasıyla Spor ve Gençlik dairesinin işlevsizleştirilmesi, gençlik kamplarının söz konusu ofise devredilmesi, spor tesislerinin bu ofis tarafından çalıştırılması, Türkiye’den gelecek diplomatik yetkililere dokunulmazlık verilmesi söz konusudur. AKP bu ofis ile Kıbrıs’ta muhafazakâr gerici politikalarını kurumsallaştıracağı bir alan yaratmaya çalışmaktadır. Kıbrıslı Türk halkı olarak gerici AKP faşizmine gençliğimizi ve geleceğimizi teslim etmemek ve onurlu bir gelecek bırakmak için elimizden geleni yapmak durumundayız.
Ezgi Tufan
Baraka Aktivisti