Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kktc Covid-19 raporunun hala sunulmamasını büyük bir ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk örneği olarak niteledi. Açıklama şöyle:
Sağlık Bakanlığı’nın, haftalar önce taahhüt etmesine ve Cumhurbaşkanlığı olarak 23 Mayıs 2020 tarihinde resmi yazıyla talep etmiş olmamıza rağmen, Covid-19 Raporunu, Cumhurbaşkanlığına ve iki toplumlu sağlık teknik komitesi Kıbrıslıtürk üyelerine hala daha iletmemiş olması büyük bir ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk örneğidir.
İki toplumlu Sağlık Teknik Komitesi yaklaşık on iki yıldır, iki toplum arasında sağlık alanında işbirliği ve koordinasyonu geliştirmek için çalışmaktadır. Söz konusu çalışmalar, Birleşmiş Milletler kolaylaştırıcılığı ve gözlemciliğinde gerçekleştirilmekte ve raporlandırılmaktadır.
Kıbrıslıtürk tarafı her dönemde olduğu gibi Covid 19 salgınıyla mücadelede de iki tarafın koordineli bir işbirliği içerisinde olmasının önemine vurgu yapan taraf olmuştur.
Bu çerçevede, vakalar henüz adamızda görülmeden 3 Şubat 2020 tarihinde komitenin, liderlerin de katılımı ile toplanması sağlanmıştır . Kıbrıslırum liderle 21 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirmiş olduğumuz telefon görüşmesinde de iki tarafın epidemiyolojik verilerinin paylaşılması hususunda mutabık kalmamız üzerine iki tarafın teknik komite üyeleri 1 Haziran 2020 tarihli ortak toplantıda birbirlerine karşılıklı rapor vermeyi kararlaştırmıştır.
Kıbrıslırum tarafı o tarihten beri kendi kapsamlı raporlarını üç kez (28 Mayıs, 4 haziran ve 11 Temmuz) güncelleyerek tarafımıza sunmuşken maalesef kktc tarafı bunu gerçekleştirememiştir.
Kıbrıslırum tarafı ilk raporunu 1 Haziran toplantısından da önce 28 Mayıs 2020’de tarafımıza iletmiştir. Bizim komite üyelerimiz ise o toplantıya raporsuz katılmak zorunda kalmış; bununla birlikte komite üyesi birikimli uzmanlarımız ancak sözlü sunum yapabilmiş ve bir dahaki toplantıya rapor sunacağımızı taahhüt etmişlerdir.
Bu raporun paylaşılmasının önemini anlatmak üzere sağlık teknik komitesi üyeleri, Koordinatör Meltem Onurkan Samani’nin de katılımıyla 4 Haziran 2020 tarihinde Başbakan Ersin Tatar, Sağlık Bakanı Ali Pilli ve Sağlık Müsteşarı Ali Çaygür ile Meclis’te bir toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantıda kendilerine ilgi raporun birkaç gün içinde Cumhurbaşkanlığına iletileceğinin sözü verilmiştir.
Ancak 8 Haziran tarihinde Sağlık Bakanlığı 2.5 sayfalık ve adında “ geçici “ ibaresi bulunan bir yazıyı Epidemiyolojik rapor diye tarafımıza göndermiştir. Komite üyelerimiz ise bunun Kıbrıslırum muhataplarına sunulabilecek bir rapor olmadığı görüşünü bildirmişlerdir.
Bu arada Kıbrıslırum tarafı kendi raporlarını güncelleyip tekrar göndermişken;
17 Haziran 2020 tarihindeki ortak toplantıya da Kıbrıslıtürk tarafı raporsuz katılmak mecburiyetinde ve mahcubiyetinde bırakılmıştır. Bu arada Komite çalışmalarının bir parçası olan BM İyi Niyet Misyonu Ofisi de raporla ilgili gelişmeler hakkında Cumhurbaşkanlığından bilgi talep etmektedir.
Önümüzdeki Salı (14 Temmuz) günü komitenin rapor gündemli üçüncü toplantısı olacaktır. Ve komitenin Kıbrıslıtürk üyelerinin elinde hala daha bu Rapor mevcut değildir.
Sağlık Bakanı Komite eş başkanı ile bazı üyelerine Raporu geçtiğimiz Pazartesi günü önce Meclis’le sonra da Cumhurbaşkanlığı ile paylaşacağını ifade etmiş olmasına rağmen bunu yine yapmamıştır.
Bu son derece ciddiyetsiz ve sorumsuz tutumun hiç bir izahı olamaz. Bu tutum ve davranışlarla Cumhurbaşkanlığı’na bağlı iki toplumlu Sağlık Teknik Komitesi üzerinden Kıbrıslıtürk Toplumu bir bütün olarak itibarsızlaştırılmakta, sadece güney karşısında değil, Birleşmiş Milletler nezdinde de küçük düşürülmektedir. Bilimsel bir raporu hazırlamaktan aciz bir görüntü sergilenmektedir ki bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu süreci yönetmekle yetkilendirilen Sağlık işleri ile görevli Sağlık Bakanını ve hükümeti sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye ve ilgili raporu, İki Toplumlu Sağlık teknik komitesinin Kıbrıslıtürk üyelerine derhal iletmeye davet ediyorum. Bunu yapamıyorlarsa nedenlerini bize ve toplumumuza izah etmelerini bekliyoruz. Eğer böylesi bir rapor bilmediğimiz nedenlerle hazırlanamamışsa, o zaman neden hazır olduğu ve ulaştırılacağı mesajlarının verildiğinin de anlatılmasını istiyoruz. Gerçekten kabul edilmesi mümkün olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Ancak Sağlık alanında bu kadar ciddiyetten ve sorumluluktan uzak tutumlara göz yummamızı da kimse bizden beklememelidir.