Her politik tartışmadan sonra aynı senaryoları görüyoruz, aynı kavgaları ediyoruz…
Adalet kelimesi, artık konmayan bir isim ülkemizin kuzey tarafında..
Bir siyasetçi arkadaşı görüyoruz gazetede, sokakta ya da sosyal medyada. Etrafa hakaretler ve tehditler savruluyor, tartışma içerisinde hakaret olmasa dahi yapılan bir eleştiriyi kendi şahsı üzerine alıyor, herhangi bir tartışma ortamı oluşamıyor…
İşini yapmak isteyene, az izin kullanana, kendine ve halkına karşı sorumluluk duygusu hissedene, benliğinde utanma duygusu bulunduran insanlara ahmak muamelesi yapılıyor, şeffaflık kelimesi sanki hiç var olmamış gibi davranılıyor…
Herhangi bir suç ve suçlu cezası kalıyor, suçlu kendini suçlunun yüceltildiği bir ortamda var ediyor..
Daha suç unsuru olabileceği anlaşılan bir olayı gündeme getiren Yüksek Kamu Denetçisine hakaretler edildi ülkenin bu yarısında birileri tarafından…
Kendi kendimize itiraf edemediğimiz bir durum mevcut; siyaset dediğimiz sahne aslında sokakların bir yansıması, temsili sokak gibi yani…
Trafikte senin üstüne süren de, yayalara yol vermeyen de, sokaklarda yaşayan hayvanlara da saygısı olmayan o kişiler ile siyasetteki kişiler aynılar…
Arkadaşlar trafikte bir düzen isteniyorsa, kırmızı ışıkta durmak yeşilde geçilmesi bekleniyorsa, hastahanede sıraya geçilmesini, hayvan ve engelli haklarına saygılı bir ülke düşlüyorsanız lütfen yer değiştiriniz… Bulunduğunuz konumu sorguluyanız, kendinize dışarıdan bakınız..
Milyar yıllık dünya arenasında kktc gibi saçma bir düzenin içerisine doğduk diye var olan bütün fikirlerden, değerlerden, bütün etik anlayışlarından vaz geçmek kadar sığ mıyız gerçekten de ?
Bütün mesele partimizin,takımımızın seçimlerde galibiyet alması mıdır esasen ?
Hayattaki gaileniz, ülkemiz emekçilerinin canla başla kurduğu kurumları kendi çiftliğine çevirmeye çalışan holigan bir parti yöneticisiyle aynı mı gerçekten? Biraz para kazansın, o makamda biraz daha otursun diye bütün değerlerinden feragat etmiş bazı ahlaksız siyasilerin hayranı olacak kadar mı vizyonsuzuz ?
“Arkadaşlar “Kendi tuttuğunuz partinin ahlaksızı, diğer partinin ahlaksızından daha ahlaklıdır” yarışı yapmak yerine, her tür ahlaksızdan arınmak için birleşiniz…”(1)
“Dostlar utanma duygusunu yitirmişle aynı cephede durmayınız. Bir insan para kaybedebilir, malını mülkünü, hatta onurunu bile kaybedebilir. Evet hepimiz onurumuz için yaşadığımızı iddia ederiz de, hayat öyle meşakkatli bir oyun oynar ki, onur da kaybedilebilir farkında olmadan. Ama insanın esas bittiği an, utanma duygusunu kaybettiği andır. Yapıp yapıp, yüzün kızarmadığı andır. Yüzü kızarmayanların tarafında olmayınız lütfen…
Gençler, deplase olunuz… Yer değiştiriniz, güce tapmaktan vazgeçiniz lütfen…
Sarı-mavide, ak-karada, kırmızı-turuncuda değil, adalette birleşiniz. İyi olmak kolaydır aslında, zor olan âdil olmaktır.* Varsın çoğunluk sizinle aynı fikirde olmasın; varsın adaletin tarafında yalnız kalın, varsın bu dünyada rahatınız bozulsun; “yaşanılabilir bir gezegende olmadıktan sonra, sarayda oturmak neye yarar ki?” (2)
Yazıya ana fikrini veren yazı Uğur Meleke- Gençler Deplase Olunuz isimli yazıdır
Alıntılar 1 ve 2 http://www.milliyet.com.tr/