Hepimiz biliriz; ABD denilen demokrasi öncüsü (!) ülkede seçimlerde iki parti yer alır. Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti. Bu partilerden demokrat olanı sosyal demokrasiye yakın politikaları savunduğu için dünyadaki liberal solcular tarafından sıklıkla diğer partiye tercih edilir. Cumhuriyetçi Parti ise muhafazakar sağı temsil ettiği için sıklıkla şeytanlaştırılır ki bu tutum sonuna kadar haklıdır. Ancak…
Ancak ABD’nin demokrat başkanlarının karneleri ne kadar temizdir ki liberal solcularımız her seçimden önce aday kim olursa olsun demokrat olanın seçilmesi için deyim yerindeyse kitle duasına çıkar? Bakalım…
İlk demokrat başkan Andrew Jackson kızılderili katliamlarıyla ünlüdür.
Martin Van Buren Seminole kızılderililerini topraklarından sürmüş, liderlerini suikastle öldürtmüştür.
James K. Polk Meksika’nın ABD toprağı olduğunu iddia edip, Meksika’ya karşı savaş başlatmıştır.
Franklin Pierce Amerikan iç savaşını derinleştirecek hareketlerde bulunmuştur.
James Buchanan öncülü gibi Amerikan kolonilerini ayrıştırmış, görünen neden kölelik olsa bile temel nedenin köleliğin işlevsel olmayacağı sanayileşme isteğindeki kuzey ve kölelerin işgücüne dayanan tarımcı güney arasındaki ekonomik ayrışma olduğu net bir biçimde ortaya çıkmıştır.
Grover Cleveland eyaletler arası ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyarak kapitalist ekonominin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Woodrow Wilson ABD’yi Almanya’ya savaş ilan ederek I. Paylaşım Savaşı’na sokan kişidir. Ortada hiçbir mantıklı açıklama yoktur. Yalnızca abisi İngiltere kralı gibi yayılmacılık hırsına kapılan bir demokrat vardır.
Franklin Delano Roosevelt tüm istihbarat verilerine rağmen Japonya’nın Pearl Harbor’a saldırmasına izin vererek ABD’yi II. Paylaşım Savaşı’na dahil etmiş ve emperyal ABD’yi yaratmıştır.
Harry Truman Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılması emrini veren kişidir. Umarım son nefesini verirken acılar içinde kıvranarak ölmesine neden olan Japon halkının her bir bireyi zihninde belirmiştir.
John F. Kennedy sosyalist Küba’ya Domuzlar Burnu harekatını düzenlemiş, rezil olmuş, aynı yıl Berlin’i ikiye bölen duvarı inşa etmiştir.
Lyndon Johnson Vietnam’a yüzbinlerce ABD askeri göndermiş, bu askerlerden bazıları helikopterden atma, alev silahıyla yakma, napalm bombasıyla yoketme gibi insanlık dışı yöntemlerle Vietnam halkına zulmetmiştir.
Jimmy Carter Panama Kanalı’nı ekonomik anlamda işgal eden anlaşmaların mimarıdır.
Bill Clinton 1999 yılında eski Yugoslavya’nın birçok bölgesini NATO yetkisiyle bombalamış ve savaşla doğrudan ilgisi olmayan binlerce insanı katletmiştir.
Barack Obama düşman (!) halklara karşı daha incelikli savaş tekniklerini devreye sokmuş insansız hava araçları ve özel timlerle son derece başarılı (!) operasyonlara imza atmıştır. Kendisini bu anlamda en iyi Filistin ve Afgan halkları bilir.
Evet… Hillary Clinton iki gün önce kazansaydı ve bu listeye girseydi büyük ihtimalle kendisini Ortadoğu halklarına karşı işlediği suçlarla anacaktık.
Şimdi dönüp liberal solcularımıza tekrar sormak gerek: Kolayca edinilebilecek bu bilgileri neden görmezden geliyorsunuz? Neden halen demokrat başkanlar tarafından yönetilen bir ABD ve dünya hayal ediyorsunuz? Neden halkınızın gücüne değil de onbinlerce kilometre ötede yer alan bir ülkenin gücüne dayanıyorsunuz? Neden?
Fatih Bayraktar
Bağımsızlık Yolu Üyesi