ABD VE BARIŞ – Mustafa Keleşzade

ABD ne zaman barıştan bahsetse tedirgin olurum. Orwell’ın 1984’ünü okuyan bilir, orada savaşları yürütmek için “Barış Bakanlığı” vardır. İşte ABD yönetiminin barıştan bahsetmesi de bana hep bu durumu hatırlar.

 

Barışın bedeli

11 Eylül 2001’de ABD’ye yönelik saldırılara kadar, ABD fiili olarak “barış” getirmeye ara vermişti. Saldırıların ardından, kamuoyu desteği engelinden kurtulan ABD, “barış” adına Irak ve Afganistan’a müdahale etti.

ABD’nin barıştan ne anladığını merak ediyorsak bunu bize en iyi Irak ve Afganistan nüfusunun müdahale öncesi yaşayan bir yarısı anlatabilirdi. Bu insanlar bize ABD askerlerinin silahlarından ve bombalarından, hatta yapıkları işkencelerden bahsedebilirdi. Halklarının nasıl birbirine düşürüldüğünü, çektikleri acıları ve çok daha fazlasını anlatabilirlerdi. Tabii, eğer bugün hala hayatta olsalardı.

 

Amerikan bir bahar

“Barış” tanımının kullanılışına benzer bir tanım daha ortaya çıktı son dönemde; “Arab Baharı”. Bu tanım Libya ve Suriye’de iç savaş, Mısır’da ise darbelerin adı oldu.

Bu ülkelerde ABD fiili müdahalede bulunmadı ama hep “barış” için baskı yaptı. Sonuçta ise Libya Lideri Kaddafi ülkesi ile benzer bir kaderi paylaştı ve parçalandı. Mısır’da iki darbe yaşandı ve sokakta şiddet hala sürüyor. Suriye’nin durumu ise malumunuz.

Enteresandır, “Arab Baharı” tanımı Kuzey Afrika ya da Ortadoğu’da değil, öncelikle ABD’de oluşmuş ve ardından tüm dünyaya yayılmıştır.

 

Kırmızı barış ve petrol baharı

ABD “barış” ve “bahar”dan bahsettikce,  bahsi geçen ülkeler bir yandan kan kırmızısına dönüyor, diğer yandan ise ABD yanlısı hükümetler kuruluyor.

ABD Liderleri müdahaleler hakkında yaptıkları konuşmalarda hep barış ve demokrasiden bahsederler, konuşmalarında petrol ve doğalgazın ise hiç yeri olmaz.

 

Kıbrıs’ta barış

Bugün ABD Kıbrıs’ta da barıştan bahsediyor. Doğalgaz ve petrolden ise yine konuşulmuyor.

Elbette Kıbrıs’ın Irak olmayacağını, Suriye’ye dönmeyeceğini biliyorum. Fakat, ABD’nin “barış” ile yakın geçmişde var olan ve günümüzde hala süren ilişkisini bilip de tedirgin olmamak elde mi?