ADL Özel
Bugün sabah 4 sularında ABD donanmasına bağlı gemiler Kıbrıs açıkarından ateşledikleri 54 Tom Hawk füzesi ile Esad güçlerine ait Şayrat Hava Üssünü vurdu. Saldırıda aralarında bir üst düzey komutanın da olduğu can kayıplarının olduğu iddia ediliyor.
Şayrat Hava Üssü Tahrir Al Şam ve Ahrar Al Şam örgütlerinin denetiminde bulunan ve Esad güçleri ile sıcak çatışmaların yaşandığı İdlib kırsalına yakın bir hava üssüydü. Bölgede Esad güçlerinin yanında Rusya ve İran’a bağlı birliklerin de konuşlu oldukları iddialar arasında. Saldırının ardından hava üssünden dumanlar yükseldiği görülürken, bölgeden gelen haberler hava üssünün tamamen ortadan kaldırıldığı yönünde.
Trump: Emri ben verdim, Putin: Egemen devlete saldırganlık
Trump saldırı emrini verdiğini doğrularken, gerekçe olarak ise Esad ordusunun geçtiğimiz günlerde İdlib yakınlarında bir bölgeye gerçekleştirdiği kimyasal saldırıyı gösterdi. Bu saldırı için Trump ABD senatosunun onayını ise almadı. ABD askeri kaynakları saldırının bilgisinin Rusya’ya verildiğini iddia ederken, bu bilgilendirmenin saldırıdan ne kadar zaman önce yapıldığı ise bir netlik kazanmadı. Saldırının ardından Avurstralya ve İngiltere ABD’ye destek açıklarken, Esad güçlerinin en büyük destekçisi olan Rusya ise BM Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırırken, Putin saldırıyı egemen devlete saldırganlık olarak niteledi.
İdlib’de ne olmuştu?
Geçtiğimiz günlerde İdlib kırsalında cihatçı ittifak Ahrar Al Şam güçleri Esad’a bağlı birliklere büyük bir taaruz başlatarak bazı bölgeleri ele geçirmiş ardındansa Esad güçleri saldırıları kırarak bir karşı saldırıya geçmişti. Bu karşı saldırı ile kaybedilen yerleri geri alan Esad güçleri kimyasal saldırı iddiları ortaya çıktığında ilerleyişlerini sürdürmekteydi. Esad güçlerinin barşarılı karşı saldırısı muhaliflerin direncinin kırıldığı ve Esad’ın İdlip cephesinde zafere yürüyeceği şeklinde yorumlanmıştı. Kimyasal saldırı iddialarının ardından Esad güçleri iddiaları kesin bir dille yalanlarken, bölgede konuşlu çok sayıda birliği olan Rusya da Esad’ın böyle bir saldırı gerçekleştirmediğini belirtmişti.
Beyaz Miğferliler
İdlib’deki kimyasal saldırı görüntülerinin muhaliflerin propaganda organı olmakla suçlanan ve daha önce defalarca manüpilatif, yalan haberler ve mizansen görüntüler yayan Beyaz Miğferlilerden (White Helmets) gelmiş olması da dikkat çekiçi. Savaşın başlarında da Esad ile ilgili kimyasal saldırı iddialarında bulunulmuş, BM’nin bölgede yaptığı araştırmaların ardındasa bu iddiaların doğru olmadığı ortaya çıkmıştı. Bölgedeki muhaliflerin elinde ise kimyasal silahlar olduğu daha önce belgelenmişti.
ABD politikasında hızlı değişim
Kimyasal saldırı gerçekleşmeden birkaç gün önce Trump yaptığı açıklamada önceliklerinin IŞİD ile mücadele olduğunu, Esad’ı devirmek gibi bir amaç gütmediklerini belirtmişti. Bu açıklama ile ABD’nin “artık Esad’sız bir çözüm” noktasında olmadığı netlik kazanmıştı. Askeri bürokrasinin merkezi konumundaki Pentagon ile Trump yönetimi arasında bu konuda fikir ayrılığı yaşandığı da bilinmekte. Kimyasal saldırı iddalarının ardındansa Pentagon ile Trump arasındaki açı farkı ortadan kalkarak, Trump, Esad’a karşı tutumunun İdlib’te sivilleri hedef alan kimyasal saldırının ardından değiştiğini belirtmişti.
Bu saldırı ne anlama geliyor?
ABD’nin Esad güçlerine gerçekleştirdiği bu saldırı ile birlikte hem Suriye, hem de dünyada gerilimin artacağı görülüyor. ABD’nin saldırısının ardından IŞİD’in de Şayrat Hava Üssü bölgesine doğru saldırıya geçmesi diğer aktörler arasındaki bu savaşın IŞİD’in çöküşünü durdurup, yeniden ilerlemesine fırsat verebileceği ihtimalini güçlendirmekte.
Diğer yandan ise Esad güçlerinin hamisi durumundaki Rusya ile ABD arasında yaşanacak silahlı bir gerilim ise tüm dünyayı etkileme potansiyeline sahip. Özellikle Putin’in ABD ile aralarındaki Suriyede’ki hava operasyonlarını koordinasyon anlaşmasını saldırının ardından askıya aldığını duyurması bu tehlikeyi güçlendiriyor.