AVRUPA HALKLARININ ÖFKESİ ARTIYOR

Neo-liberal ve baskıcı politikalarla her geçen kazanılmış hakları elinden alınan ve yeni saldırılara maruz kalan halkların öfkesi günden güne artıyor. İrlanda,  Almanya, Yunanistan’da  ücretsiz su hakkı gaspından, işçilerin taleplerinin kabul edilmemesi ve eğitim sisteminde dayatılan politikalara kadan çeşitli konularda halklar sokağa indi. Yunanistan’da ortaokul ve lise öğrencileri okulları işgal ettiler.

İRLANDA: “ARTIK YETER, ÖDEYEMEM, ÖDEMEYECEĞİM!”

2008 yılında İrlanda’da özellikle inşaat ve banka sektörlerinde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle hükümet Avrupa Merkez Bankası, IMF ve AB’nin oluşturduğu troyka ile anlaşma yaptı. Yapılan anlaşmaya göre alınan kredi karşılığında İrlanda halkına ek vergiler dayatıldı. Banka kurtarmanın faturası İrlanda halkına kesildi. Ülkede işsizlik yüzde 4’ten yüzde 15’e yükseldi, bütçede ağır kesintilere gidildi, asgari ücret düşürüldü, Türkiye’deki KDV benzeri dolaylı vergiler artırıldı.

İrlanda hükümeti son olarak halkın zaten dolaylı vergilerle bedelini ödediği su için evlere su sayaçları yerleştirerek suyu faturalandırma planını uygulamaya başladı. Suyun işletimi ve dağıtımını ise yeni kurulan çevre bakanlığına bağlı Irish Water şirketine verdi. Suyun özelleştirilmesine karşı çıkan ve kendi sözleriyle ‘iki kere ücret ödemeyi reddeden’ halk, 11 Ekim günü Dublin’de 100 bin kişinin katılımıyla büyük bir eylem yaptı. Bunu Kasım başında yine ülke çapında kitlesel eylemler takip etti.

Halk faturaları ödemeyeceğini söyleyerek boykot çağrısı yapıyor. Kampanyayı örgütleyenlerden Boykot Irish Water’dan Tara M. ile görüştük. Tara, Sendika.Org’a şunları aktardı:

“11 Ekim’de yaklaşık 100 bin kişi (nüfusumuzun yüzde 2’si) evlerinde kullandıkları suya ödedikleri ücretin arttırılmasına karşı Dublin’de bir araya geldi. Sosyal medyadaki bazı söylentilerin aksine, İrlanda’da yaşayanlar zaten yılda ortalama 560 euro olan KDV ve motorlu taşıt vergisiyle evlerde harcadığı suyun parasını ödüyor. Buna rağmen, boru sisteminde yüzde 41 oranında sızıntı olduğuna dair bilgiler veriliyor ve ülkenin bazı yerlerinde, su tedariğinin banyo yapmayı karşılamayacak durumda olduğu söyleniyor.”

“Ülkenin yeni kurulan su hizmetleri şirketi Irish Water, internet sitelerinde ”hisselerle sınırlı özel şirket” diye tanımlanmasına rağmen, vergi mükelleflerinden şimdiye kadar 1.6 milyar avro yardım aldı. Ayrıca kolluk kuvvetlerinin koruması ve desteğiyle,  barışçıl bir şekilde/olaysız bir şekilde kendi mülklerine su sayacı takılmasına direnen ev sahiplerini gözaltına aldırdı.”

Parası olmayanın suyunu kesemezsiniz

“Su dağıtımı ve altyapı işlerinin halk oylamasına sunulmadan özel şirkete devredilmesine çok öfkelenen halk kullandıkları suya iki kez ücret ödemeyeceklerini söylüyor. Irish Water’dan gelen sözleşme paketlerinin protesto amacıyla on binlerce ev sahibi tarafından imzalanmadan geri gönderilmesiyle boykot kampanyaları hız kazandı. Birçok yurttaş eğer boykot kampanyası başarıya ulaşamazsa bunun hizmet almaya güçlerinin dahi yetmeyeceği özel bir şirketle yapılacak zımni bir sözleşmeyle sonlanmasından korkuyor. Bizler, Detroit’te 150 bin evde yaşandığı gibi, eğer bir gün ödemeye gücümüz yetmezse sularımızın kesilmesini kabul ettiğimiz anlamına gelecek olan bu anlaşmayı reddediyoruz.”

“Avrupa’nın baskıları yüzünden hükümetimiz özelleştirme sürecine girmek zorunda kaldı. Bizler İrlanda’da bu tür yapılara güvenmiyoruz çünkü onların şirketlerle olan işbirliklerini biliyoruz. Ülkemizi 2008 krizinden beri halkı mağdur eden tasarruf tedbirlerine zorluyorlar ve yoksulluk içinde yaşayan ailelerin rakamları hala korkunç boyutlarda. Kendi dönemlerinde halka zulmeden eski politikacılar ise Irish Water adlı bu yeni kurulan özel şirkette çok yüksek maaşlarla çalışıyorlar.”

Sosyal medyanın rolü büyük

“Hong Kong’taki protestolarda da olduğu gibi sosyal medyanın bu direnişi örgütlememizde oldukça önemli bir rolü oldu. Yirmi altı şehirde boykotu örgütleyen yaklaşık 200 yerel ve ulusal grup var. Facebook ve Twitter aracılığıyla iletişim kuruyor, güncel haber ve bilgileri takip ediyoruz. Kendi açmış olduğum Irish Water’ı boykot et sayfası geçen hafta 180 bin etkileşim aldı ki benim sayfam oldukça küçük olanlardan.”

“Artık boykota daha çok insanın katılımını sağlamak için sosyal medya kullanmayanlara da ulaşmaya çalışıyoruz. Böylece şehirler çapında yaygınlaştıracağımız protestolar için daha geniş bir ağa ulaşıyoruz.”

“Eylemlerde, ‘Artık Yeter’, ‘Ödeyemem, ödemeyeceğim’ sloganları atan ve suyun bir insan hakkı olduğunu söyleyen eylemciler, su sayaçları takmanın bu hakkı ihlal ettiğini, kamusal bir varlık olan suyun tedariğinin kamu bütçesinden sağlanması gerektiğini, sermayeye teslim edilemeyeceğini belirtiyor.”

 

yunanistan

YUNANSİTAN: 500 OKUL İŞGAL EDİLDİ

Yunanistan Eğitim Bakanı Andreas Loverdos, ülke genelinde yaklaşık 500 ortaokul ve lisenin, öğrenciler tarafından işgal edildiğini söyledi.

Loverdos, mecliste konuyla ilgili konuşmasında,öğrencilerin, hükümetin uygulamaya koyduğu yeni eğitim sistemini protesto etmek amacıyla okulları “işgal ettiklerini” belirterek, “Bu büyük bir sorun ve böyle kalamaz, hepimiz bunun öğrencileri ne kadar olumsuz etkilediğini görmeliyiz” şeklinde konuştu.

Bu tür eylemlerin, 17 Kasım 1973’te Albaylar cuntasına karşı başlatılan öğrenci ayaklanmasının yıl dönümü dolayısıyla her yıl yaşandığını belirten Loverdos, “Eğer eylemler daha da yayılırsa ders yılı ne olacak? Dersler zaten aksadı” ifadesini kullandı.

Yunanistan’da geçen sene uygulamaya konulan kararnameyle okullardaki işgallerin 3 günden fazla sürmesi halinde yapılamayan derslerin, bayram, tatil günleri veya hafta sonu yapılması öngörülüyor.

Öğrenciler ise hükümetin getirdiği yeni eğitim sistemine karşı çıkarak başta Atina ve Pire’yi de kapsayan Attiki bölgesinde olmak üzere Selanik, Tripoli, Nafplio, Girit Adası ve Epir’de çok sayıda okulda boykot başlattı.

Öğrenciler, sosyal medya üzerinden protesto mesajlarını ileterek toplu gösteri çağrılarında bulundu. Öğrenciler, mesajlarında, okul işgallerinin eğitim sisteminin iyileşmesini hedeflediğini belirtti.

 

almanya

ALMANYA: DEMİR YOLU İŞÇİLERİ 4 GÜNLİK GREVE GİDİYOR

Alman Makinistler Sendikası (GDL) tarafından üyelere yapılan çağrıda, yük trenlerinde çalışan makinistlerin bugün saat 15:00’den itibaren, yolcu seferlerinde görevli olanların ise gece saat 02:00’den itibaren greve gitmesi istendi. Pazartesi sabahı saat 04:00’e kadar sürecek olan grev, Almanya’nın son 20 yılındaki en uzun demiryolu grevi olacak.

Grev çağrısını sert bir dille eleştiren Deutsche Bahn ise, seferlerin aksamasını önlemek için ek otobüs seferlerini devreye koyacak. Deutsche Bahn, tren seferlerini greve katılıma göre yeniden düzenleyecek.

Pazartesi gününe kadar birçok yük treninin sefere çıkmayacak olmasının ekonomiye de ciddi etkileri olacak. Alman Sanayi ve Ticaret Odası Genel Başkanı Achim Dercks, seferlerin iptal olması ile fabrikalardaki stokajlarda birikme olacağını ve bunun da bazı yerlerde üretimin durmasını beraberinde getireceğini söyledi. Alman demiryollarında yaşananların ‘Alman ekonomisi için zehir’ olduğunu kaydeden Dercks, seri üretim ve transportun yapıldığı otomobil sektörünün grevden en çok etkilenecek sektör olacağını savundu.

Ülkedeki en uzun demiryolu grevlerinden olacak

GDL sendikasının 100 saati bulan grevi Almanya’nın son 20 yıldaki en uzun demiryolu grevlerinden olacak. 17-20 Ekim tarihleri arasında 50 saatlik greve gitmiş, makinistlerin büyük kısmının bu sendikaya üye olması nedeniyle de demiryolu trafiği büyük oranda aksamıştı.

Almanya’da Deutsche Bahn’ın (resmi adıyla Bahn AG) yeniden kurulduğu 1994 yılından bu yana GDL tarafından 5 kez grev çağrısı yapıldı. 2007 Kasım’ında yapılan çağrı ile yük trenlerinde 62 saat, yolcu seferlerinde ise 48 saat boyunca greve gidildi.

Nisan 2011’deki grevde ise yolcu seferleri 60 saat boyunca neredeyse durma noktasına geldi. Geçtiğimiz 17-20 Ekim arasındaki grevde de yük seferleri 61 saat, yolcu seferleri ise 50 saat boyunca grevdeydi.

Toplamda 34 bin üyesi bulunan GDL, 20 bini aşkın makinistin ücretlerinin arttırılmasının yanı sıra, 39 saat olan haftalık çalışma sürelerinin 2 saat kısaltılmasını ve fazla mesailerine zam yapılmasını istiyor. Sendika ayrıca, tren kontrolörleri, servis elemanları ve seferlerde yer alan diğer tüm çalışanlar için müzakere etmeyi hedefliyor.

210 bin üyesiyle Deutsche Bahn çalışanlarının üyesi olduğu en büyük sendika olan Demiryolları ve Ulaşım Sendikası (EVG) ise, Deutsche Bahn ve Federal Hükümet tarafından da desteklenen toplu genel sözleşmelerden yana. GDL’in tutumu ise EVG sendikası tarafından sert bir dille eleştiriliyor. EVG, tüm sendikaların birleşerek Deutsche Bahn ile müzakerelere girmesi halinde çalışanların kazançlı çıkacağını savunuyor.

ADL, Sendika.org, İMC TV, ANF

 

Be the first to comment

Leave a Reply