Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Celal Özkızan, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin kktc’de tarih öğretimindeki boşluğun ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden açıklamasına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
O yüzden “kardeş ülkemdir, anavatanımdır, sıradan herhangi bir ülke gibi düşünemem ben onu” diye düşünüyorsanız bile, neden örneğin “iki devlet tek millet” olarak anılan Türkiye ile Azerbaycan arasında asla sarfedilmeyen, sarfedilmesi akılların ucundan bile geçmeyen sözlerin Kıbrıslı Türklere karşı bu kadar rahatça, bu kadar hoyratça, bu kadar saygısızca dile getirilebildiğini hep birlikte düşünmemiz gerekir. Bu durum benim çok kanıma dokunuyor.
Özkızan, “Gururunuza, halkınızın onuruna sahip çıkmak için “barış yanlısı”, “çözümcü” ya da “federasyoncu” olmanıza gerek yok. Federasyona karşı olabilirsiniz. Kıbrıslı Elenlerle ortak bir devlet çatısı altında birleşmek istemeyebilirsiniz. Yine de, bu durumun kanınıza dokunmamasının mümkün olmaması gerekir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin büyükelçisinin, benim ülkemdeki tarih eğitiminin nasıl olması gerektiği konusunda buyurgan bir şekilde, küçük bir çocuğu azarlar gibi, akıl verir gibi konuşması benim kanıma dokunuyor.
Türkiye’nin büyükelçisinin, benim halkımın değerlerini sorgulaması, benim halkımı “manevi değerlerden uzaklaşmakla” suçlaması benim çok ama çok kanıma dokunuyor. “Herhangi bir büyükelçi değildir bu, Türkiye’mizin büyükelçisidir, anavatanımızdır” diye düşünen çok sayıda insan da olduğunu biliyorum.
Böyle düşünen arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun, Türkiye’deki Azerbaycan Büyükelçisi, Türkiye’deki eğitim sistemi hakkında, Türkiye’deki toplumun değerleri hakkında böyle buyurgan, böyle azarlayıcı, böyle küçümseyici bir ifadede bulunabilir miydi? Aklınızın ucundan dahi geçebilir mi böyle bir şey? Ya da tam tersi, Azerbaycan’daki Türkiye Büyükelçisi, Azerbaycan’daki eğitim sistemi hakkında, Türkiye’deki toplumun değerleri hakkında böyle buyurgan, böyle azarlayıcı, böyle küçümseyici ifadelerde bulunabilir miydi?
O yüzden “kardeş ülkemdir, anavatanımdır, sıradan herhangi bir ülke gibi düşünemem ben onu” diye düşünüyorsanız bile, neden örneğin “iki devlet tek millet” olarak anılan Türkiye ile Azerbaycan arasında asla sarfedilmeyen, sarfedilmesi akılların ucundan bile geçmeyen sözlerin Kıbrıslı Türklere karşı bu kadar rahatça, bu kadar hoyratça, bu kadar saygısızca dile getirilebildiğini hep birlikte düşünmemiz gerekir. Bu durum benim çok kanıma dokunuyor.
Bu duruma seyirci kalan, hatta bu durumu destekleyen bir hükümet ve cumhurbaşkanı tarafından yönetilmek daha da çok kanıma dokunuyor. En çok da, Türkiye’yi “anavatan” olarak gören ama onurlu ve vicdanlı olduklarından en ufak bir şüphe duymadığım insanlarımızın bu duruma sessiz kalıp boyun eğmesi benim kanıma dokunuyor. Gururunuza, halkınızın onuruna sahip çıkmak için “barış yanlısı”, “çözümcü” ya da “federasyoncu” olmanıza gerek yok. Federasyona karşı olabilirsiniz. Kıbrıslı Elenlerle ortak bir devlet çatısı altında birleşmek istemeyebilirsiniz. Yine de, bu durumun kanınıza dokunmamasının mümkün olmaması gerekir, “evet, ben federasyon taraftarı değilim, evet ben ayrı bir devlet olarak var olmak istiyorum, evet Türkiye de benim kardeş ülkemdir, ancak insan kardeşine böyle davranmaz, insan kardeşine böyle laflar söylemez, insan kardeşine saygı duyar” diyebilmeniz gereklidir.