Bağımsızlık Yolu Parti Kurucu Üyesi Celal Özkızan sosyal medya paylaşımında bulunarak, federasyon savunanlara karşı “Rumlar sizinle federasyon yapmak istemez, siz boşuna federasyon diye bağırmaya devam edin” diyenlere cevap verdi.
Federasyon yanlısı olan Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun tek derdi, “Kıbrıslı Türklerin toplum olarak bir statüye sahip olması”dır.
Kıbrıslı Türkleri statüsüzlüğe itenler ve Kıbrıslı Türkleri “devletsiz” bırakanlar; on yıllardır “çözüme mözüme gerek yok, bizim devletimiz zaten var” diyenlerdir. Devleti kurdun, iyi güzel, eyvallah. E bir zahmet o devleti da tanıt? Tanınma derdi olmayan devlet mi olur? Öyle olsaydı, bugün yeryüzünde devlet sahibi olmak isteyen yüzlerce grup var, hepsi kafasına göre devlet ilan ederdi. “Bize de devlet sahibi olmak çok yakışır” diyen herkes devlet kurardı. Etmiyorlar, kurmuyorlar…
“Hedeftir” dedikleri “kktc’yi tanıtmak” ise, “kağıt üzerinde” bile kabul edilmiyor. Geçtim kabul etmesi imkânsız olan çevreleri, Türkiye’nin en büyük müttefikleri olan Türki devletler bile kabul etmiyor, kağıt üstünde bile kabul etmiyor, ihtimalini bile kabul etmiyor, nezaketen dahi olsa “belki olabilir” demiyor. Zaten Türkiye’nin kendisi bile resmi olarak tanımıyor kktc’yi, o yüzdendir ya Türkiye’nin futbol takımları kktc takımları ile dostluk maçı bile yapamıyor. Dahası, öyle “kendi evimizin içini temizleyelim” ile çözülebilecek basitlikte de bir sorun değildir bu.
Federasyonu savunmak için “Rumlarla birlikte yaşamaya can atmanınıza” da gerek yok, çünkü söz konusu olan zaten iki bölgeli bir federasyondur. Dahası, birlikte yaşama kültürü da “çözüm modelleri” ile kurulan bir şey değildir zaten. “Federasyon”u savunmanın ana sebebi, Kıbrıslı Türklerin statü sahibi olmasıdır. Bunu istiyorsanız, federasyonu savunursunuz.
Açıklama şöyle:
Son yıllarda bir laf türedi, “Rumlar sizinle federasyon yapmak istemez, siz boşuna federasyon diye bağırmaya devam edin” diye. Üzerine da genelde “barış barış diye tutturdunuz, hayal aleminde yaşarsınız” lafı eklenir. Şunu netliğe kavuşturmak lazım: federasyon yanlısı olan Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun tek derdi, “Kıbrıslı Türklerin toplum olarak bir statüye sahip olması”dır.
Yani öyle “federasyon hayranı” olduğumuz için ya da “barış güvercini” olduğumuz için ya da yeryüzünde yüzlerce halk varken özellikle Rumlarla ortak bir devleti paylaşmaya can attığımız için değil; Kıbrıslı Türklerin statüsüz, tanınmayan, yok sayılan, görmezden gelinen durumunu ortadan kaldırmak için federasyon diyoruz.
Şimdi, bir kişi, federasyon seçeneğini elbette yetersiz, faydasız ve anlamsız bulabilir ve bu seçeneği reddedebilir. Tamam. Ancak bu seçeneği reddettiğini söyleyen herkesin, Kıbrıslı Türklerin nasıl statü sahibi olacağını, nasıl dünyanın bir parçası olacağını, kimliğinin ve varlığının sportif, kültürel, hukuki her türden uluslararası platformda nasıl yer alacağını bize anlatması gerekir. Anlatmıyorsa, ben o kişinin kötü niyetli olduğunu düşünürüm. Neden mi böyle düşünürüm?
Düşünün ki evde yangın var, evimiz yanıyor. Evde yaşayanların bir kısmı, kendi bildikleri biçimde bu yangını söndürmeye çalışıyorlar. Evde yaşayan bir başka kişi ise, halâ kül olmamış bir koltuk bulmuş, o koltuğa oturup bacak bacak üstüne atmış, kılını bile kıpırdatmıyor, ve alevlerin arasında yolunu bulmaya çalışan diğer kişilere “o yangın öyle sönmez” diyor. E galk sen söndür o zaman! Sen bu yangını söndürmeye çalışmadan, kendi bildikleri biçimde da olsa bu yangını söndürmeye çalışanlara laf atıyorsan, ben senin iyi niyetinden şüphe ederim, senin aslında bu yangından memnun olduğunu, yangından çıkar sağladığını düşünürüm.
Her şeyi geçtim, bu yangını, federasyon isteyenler bile çıkarmadı zaten. Kıbrıslı Türkleri statüsüzlüğe itenler ve Kıbrıslı Türkleri “devletsiz” bırakanlar; on yıllardır “çözüme mözüme gerek yok, bizim devletimiz zaten var” diyenlerdir. Devleti kurdun, iyi güzel, eyvallah. E bir zahmet o devleti da tanıt? Tanınma derdi olmayan devlet mi olur? Öyle olsaydı, bugün yeryüzünde devlet sahibi olmak isteyen yüzlerce grup var, hepsi kafasına göre devlet ilan ederdi. “Bize de devlet sahibi olmak çok yakışır” diyen herkes devlet kurardı. Etmiyorlar, kurmuyorlar…
Neden? Çünkü meselenin “devlet kurmak” olmadığını, kağıt üzerinde kafası esen herkesin zaten devlet kurabileceğini, meselenin o devletin ciddiye alınmasını sağlamak olduğunu biliyorlar. Bu dile getirildiğindeyse “ne yani, devlet kurmayıp ne yapsaydık, 1974’ün acılarını yeniden mi yaşasaydık” diye de cevap veriliyor. kktc Kasım 1983’te kuruldu. kktc kurulmadan önce Kıbrıslı Türklerin “Kıbrıs Türk Federe Devleti” adı altında bir devleti zaten vardı. Yani 1974 olup bittiydi, Kıbrıslı Türkler kuzeyde toplandıydı, üzerinden da yaklaşık 10 sene geçtiydi ve kktc öyle kurulduydu. Yani 1974’te yaşananlarla ve 1974 öncesinin acıları ile hiçbir ilgisi yoktur kktc’nin.”Hayaldir” denilen federasyonu dünyadaki her devlet kabul ediyor; birbirine düşman olan devletler bile kabul ediyor (örneğin Rusya da kabul ediyor, ABD de kabul ediyor, Çin de kabul ediyor). Dünyadaki bütün uluslararası kuruluşlar da kabul ediyor. Federasyona sıcak bakmayan Kıbrıslı Elen kesimler dahi kağıt üzerinde kabul etmek zorunda kalıyor federasyonu. “Hayaldir” dedikleri federasyon işte bu. “Hedeftir” dedikleri “kktc’yi tanıtmak” ise, “kağıt üzerinde” bile kabul edilmiyor. Geçtim kabul etmesi imkânsız olan çevreleri, Türkiye’nin en büyük müttefikleri olan Türki devletler bile kabul etmiyor, kağıt üstünde bile kabul etmiyor, ihtimalini bile kabul etmiyor, nezaketen dahi olsa “belki olabilir” demiyor. Zaten Türkiye’nin kendisi bile resmi olarak tanımıyor kktc’yi, o yüzdendir ya Türkiye’nin futbol takımları kktc takımları ile dostluk maçı bile yapamıyor. Dahası, öyle “kendi evimizin içini temizleyelim” ile çözülebilecek basitlikte de bir sorun değildir bu.
Kendi evimizin içini elbette temizleyelim, ama statüsüzlüğün sebebi, evin kirli olması değil, evin ev kabul edilmemesidir. Lafı uzatmayalım. Sorun, Kıbrıslı Türklerin bir statüsünün olmaması sorunudur. Federasyon da bu soruna yönelik bir çözümdür. Federasyonu savunmak için “barış yanlısı” olmanıza bile gerek yok. Barış zaten “çözüm modelleri” ile kurulan bir şey değildir. Federasyonu savunmak için “Rumlarla birlikte yaşamaya can atmanınıza” da gerek yok, çünkü söz konusu olan zaten iki bölgeli bir federasyondur. Dahası, birlikte yaşama kültürü da “çözüm modelleri” ile kurulan bir şey değildir zaten. “Federasyon”u savunmanın ana sebebi, Kıbrıslı Türklerin statü sahibi olmasıdır. Bunu istiyorsanız, federasyonu savunursunuz.
Savunmuyorsanız da, bize Kıbrıslı Türklerin nasıl statü sahibi olacağını anlatırsınız. Anlatamıyorsanız, siz Kıbrıslı Türklerin statü sahibi olmasını istemiyorsunuz demektir. Kıbrıslı Türklerin statü sahibi olmasını istemeyen başka kim var biliyor musunuz? Yunan milliyetçileri var, “Rum milliyetçileri” var, ELAM var. Kolay gelsin.