Barolar Birliği, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi ile ilgili savurduğu tehditlere yönelik eylem düzenledi.
Yüzlerce avukat ve yurttaşın katılımı ile gerçekleşen eylemde, bir basın açıklaması okundu. Eylemde sıklıkla alkışlar tutulduğu da gözlemlenirken, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in basın açıklamasını dinleyerek, açıklamaya alkışlarıyla destek belirtmesi dikkat çekti.
Daha da kötü olan, yürütme yetkisini kullanan yetkililerin yargının bağımsızılığıyla ilgili tek bir kelime söylememesidir. Bu kabul edilebilir değildir. Yargı bağımsızlığını her koşulda savunacağımızı bildiririz. Destek beyan, toplumsal bir harekete dönüşmesini sağlayan herkese sonsuz teşekkür ederiz.”
Açıklama şöyle:
“Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararın ardından TC Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, birçok yetkilinin kararın içeriğini bilmeden ya da kasten çarpıtarak yaptığı açıklamalar, yargıya yönelik ağır bir saldırıya dönüştü.
Yalan haberlere dayanılarak verilen kışkırtıcı demeçler, toplumda linç ve hıncı körüklemeye yöneliktir. En temel değerlere saldırı için mazaret olarak kullanılmıştır. Hukukun üstünlüğünü ve adaleti savunabilmek için başta hukuk uygulayıcılarının ve toplumun tepki göstermesi önemlidir.
Toplum içindeki farklılıklara eşit mesafede durup, tüm kesimlerin hak ve özgürlüklerini koruyacak olan yargı organıdır. Yasama, yürütme ve yargı organının birbiri üstünde baskı kurması, hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırır. Gerek idari, gerekse anayasa yargısı devleti idare eden siyasilerin, keyfi ve eşitliği ortadan kaldıracak uygulamaların önüne geçecek hayati bir araçtır. Bağımsız adalet olmazsa, kararlar siyasetin tekeline kalır. Böylece, egemen siyasi görüşe aykırı kişilerin hak ve özgürlükleri sınırlandırılır. Tarihsel süreç bunun örnekleri ile doludur.
Yargının görevi iktidarın keyfi uygulama yapmasının engellenmesidir. Mahkemelerin kimsenin etkisi altında kalmadan karar verebilmesi gerekir. Anayasanın 136’ıncı maddesi, yargıçların bağımsız ve hukuka uygun karar verirken kimse tarafından telkinde bulunamayacağı belirtilmiştir.
Kararlar eleştirilebilir ama egemenliği elinde tutanlar tarafından linç malzemesi haline getirilemezler. Mahkeme kararı ardından, başka bir ülke siyasi liderliğinin, kktc mahkemesine tehdit uygulaması ve hedef göstermesi bir kırılma noktasıdır.
Daha da kötü olan, yürütme yetkisini kullanan yetkililerin yargının bağımsızılığıyla ilgili tek bir kelime söylememesidir. Bu kabul edilebilir değildir. Yargı bağımsızlığını her koşulda savunacağımızı bildiririz. Destek beyan, toplumsal bir harekete dönüşmesini sağlayan herkese sonsuz teşekkür ederiz.”
Fotoğraf: Erkut Yılmabaşar