AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Başsavcılığa gönderdiği mektupla Atina Ağır Ceza Mahkemesi’nin suç örgütü olarak mahkum ettiği Hrisi Avgi ile Kıbrıs’taki ELAM liderliklerinin aralarındaki bağlantı ve işbirliği hakkında onlarca kez yaptıkları beyanlar dikkate alınarak, bunların Kıbrıs’ta da işlemiş olmaları muhtemel suçların yeniden araştırılması konusuna işaret etti.
Ayrıca aşırı sağın yükselişiyle ilgili olarak, Yunanistan’daki Hrisi Avgi örgütü davasının gidişatını izlemeye ve bu örgütün Kıbrıs’ta da suç işleyip işlemediğinin tespiti için yetkilileri gereken tüm adımları atmaya Temsilciler Meclisi’nin 2017 Kasımında aldığı kararla çağırdığını hatırlatan Kiprianu Başsavcılık’tan bu konuda bilgilendirilme talebinde bulundu.
Andros Kiprianu’nun Başsavcılığa bu mektubu göndermesinden bir gün öncesinde de AKEL yaptığı açıklamada hükümetten ve yetkili makamlardan, Meclis’in ilgili kararında belirtildiği temelde harekete geçmelerini beklediğini ifade etmişti. AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu’nun açıklamasında Hrisi Avgi’nin mahkûm edilmesinin faşizm canavarını dünyanın hiçbir halkının bir daha yaşamaması için verilen mücadelede bir son değil, bir dönüm noktası olduğu kaydedilerek, faşizmin “demokrasi içerisinde başka bir görüş” olmadığı, bu sistemin yarattığı ve ardında insanlık tarihinin en karanlık anlarını bırakan en çürük şey olduğu vurgulanmıştı. Stefanu faşistlerin sadece faaliyetlerinin ve örgütlenmelerinin değil; ırkçı, yabancı düşmanı insanlık dışı ideolojilerinin de suç olduğunun altını çizerek, “Faşizm suçtur” demişti.