Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Rahvancıoğlu Çalışma Yaşamında Dair Alınan Kararları Değerlendirdi

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, hükümetin çalışma yaşamıyla ilgili aldığı kararlara dair hem özel sektörü hem de kamu çalışanlarını içeren geniş bir değerlendirmede bulundu.

“İşçilere verilmesi için patronların hesabına gönderilecek! Bu parayı işçilere “dağıtacak” patronların arasında, yıllardır yatırımları yapmayanlar, normal zamanda dahi maaş ödemelerini geciktirenler var! Ve bizden bu patronların, içinde bulunulan kriz ortamında hesaplarına yatan nakit parayı, işçilere aynen ödeyeceklerine inanmamız isteniyor! “

“Hangi işler elzem belli değil”

“Mesela Gümrük çalışanlarından hem işlemeleri bekleniyor hem de yaptıkları iş elzem kabul edilmemiş. Benzer bir durum Veterinerler, Telefon Dairesi, Sosyal Sigortalar, Gardiyanlar için de geçerli.”

“Özellikle işten durdurma ve yasadışı “ücretsiz izin” uygulamaları yaygınlaşınca; işten durdurmanın yasaklandığı lafı ortaya atıldı. Ama bu kararın kapsamı, tarih aralığı, basit bir “evrağı kabul etmeme”den öte ne gibi bir içeriği olduğu hala yanıtsız!”

“1500 TL’lik desteği kimin alıp kimin alamayacağı konusu da, hala kayıtlı, resmi, imzalı bir liste ile duyurulmuş değil.”

“Böyle insanlar kamu gücünü idare ettiğinde; ortaya tam da şimdi yaşadığımız gibi bir kaos çıkar… O kaosun içinde de her zaman zayıf olan, güçsüz olan ezilir… Kurt sisli havayı, sermaye plansız-programsız alınan kamusal kararları sever…”

Açıklama şöyle:

KAOS VE BELİRSİZLİK KİME YARIYOR?
Kamu ve özel sektörde toplum sağlığı için gerekli olması nedeniyle idari bir kararla elzem hizmetler dışında tüm faaliyetlerin durdurulmasından beridir, çalışma yaşamında tam bir kaos hüküm sürüyor. Hem kamuda hem de özel sektörde, hangi işyerlerinin faaliyetlerinin durdurulduğu ve hangilerinin elzem kabul edildiği detaylı bir liste olarak belirlenmiş, ilan edilmiş, kayıt altına alınmış değil. Elzem kabul edilen her işyeri çalışırken, çalışan her iş yerine aynı uygulamanın yapılmadığı ve/veya çalışmayan işyerleri konusunda da uygulamaların farklı farklı olacağı bilgisi her yere yayılmış durumda. Yani hangi işler elzem belli değil. Hangi işyerleri elzem sayılmasa da çalışmak zorunda belli değil, çalışmayan hangi işyerleri hangi muameleye tabi tutulacak belli değil! Ve bu durum hem kamu hem özel sektör için geçerli!
İlk günlerde sağlık sebebiyle alınmış acil bir karar söz konusu olduğundan bu belirsizlik normal kabul edilebilirdi. Ancak Bakanlar Kurulu kararının üstünden bugün tam 3 hafta geçmişken, aynı şeyi söylemek mümkün değil…

KAMUDA DURUM
Kamudan örnek verip özel sektöre geçersek; Polis, Sağlık, Gümrük, Hapisane, Veterinerlik gibi birçok hizmetin bu süreçte kesintisiz devam ettiğini biliyoruz. Bakanlar Kurulu, “elzem işlerin yapılacağını, elzem olmayan işlerin duracağını” söylemişti. Ardından da maaşlar söz konusu olduğunda, elzem hizmetlerde faaliyet gösteren kamu emekçilerinden kesinti yapılmayacağını söylemişti. Bu açıklamalar nedeniyle herkes, çalışmaya devam eden hiçkimseden kesinti yapılmayacağını düşündü. Bu birkaç günde gördük ki, işin aslı öyle değil! Mesela Gümrük çalışanlarından hem işlemeleri bekleniyor hem de yaptıkları iş elzem kabul edilmemiş. Benzer bir durum Veterinerler, Telefon Dairesi, Sosyal Sigortalar, Gardiyanlar için de geçerli. Hem “işe gelin” deniliyor hem de “yapılan iş elzem değil” deniliyor. Dahası elzem kabul edilen sağlık ve polis gibi hizmetlerden de kesinti yapılmış! Şimdi “sistem otomatik kesti, onları geri ödeyeceğiz” diyorlar! Her soruya bir cevap veriyorlar, hatta soruların şiddetine ve halkın tepkisine göre, cevaplar da zaman içinde değişiyor. Ama bu cevapları kantarına vurabileceğiniz; yazılı, kayıtlı, düzenli, standart bir metin yok. Tam bir kaos…
Tamamen kendi kontrolü altındaki kamu sektöründe bile adalet duygusunu örseleyen yalpalamalar içindeki hükümet; özel sektörde de farklı bir pratik ortaya koymadı… 

ÖZEL SEKTÖR
İdari kapatma kararının kapsamı uzun bir süre belirsiz kaldı. Daha sonra bu karar nedeniyle oluşan; maaş-yatırım-izin-“ücretsiz izin”-yatay geçiş, işten durdurma vb artçı süreçlerin yanıtları havada kaldı. Özellikle işten durdurma ve yasadışı “ücretsiz izin” uygulamaları yaygınlaşınca; işten durdurmanın yasaklandığı lafı ortaya atıldı. Ama bu kararın kapsamı, tarih aralığı, basit bir “evrağı kabul etmeme”den öte ne gibi bir içeriği olduğu hala yanıtsız! 

MAAŞ DESTEĞİ!
Özel sektörü bir süreden beri oyalayan 1500 TL’lik maaş desteği konusu da bunlardan farklı değil. Bu maaş desteğinin yabancı uyruklu işçilerin kesilip ödenmeyen ihtiyat sandığı paraları ile biriken fondan ödeneceği söylendi. Ama 3. Uyruklu işçiler kapsam içine alınmadı. Üstelik bakanlık işten durdurmaları yasakladığını söylediği halde yurtdışına çıkan TC vatandaşı işçilere ödeme yapmayacak(mış)! Eğer işten durdurmalar yasaksa ve işyerleri de idari bir kararla kapatılmışsa, çalışma izinli TC vatandaşı bir işçinin bu süre içinde memleketine dönmüş olması hangi kritere göre onu 1500 TL’den mahrum ediyor? Belli değil! 
Dahası bu 1500 TL’lik ödemenin kendi nam ve hesabına çalışan küçük esnafa ödenmeyeceği duyurulmuştu. Daha sonra gelen tepkilerle televizyonlardan söylenene göre, kendi nam ve hesabına çalışanlar kapsama alındı. 
Basın çalışanları elzem hizmet kategorisinde oldukları için ilk başta ödeme alamayacaklardı ama işten durdurmalar (durdurma yasaklandı ama durdurma devam ediyor!) sektörü yangın gibi sarınca, şimdi bu konuda çalışma yapılacağı duyuruldu! 
Otel ve gazino çalışanları, kumarhane çalışanları, kapatılan sektörlerde oldukları halde 1500 TL’yi alamayacaklar(mış)! Yatırımları eksik olanlar (yani patron tarafından yatırımı yapılmamış ve devlet tarafından da hakkı aranmamış olanlar) bu parayı alamayacak(mış)!
Zaten kimin alıp kimin alamayacağı konusu da, hala kayıtlı, resmi, imzalı bir liste ile duyurulmuş değil. Kulaktan kulağa oyunu gibi ordan oraya yayılan fısıltılarla öğreniliyor, verilen tepkilere göre gün gün, saat saat değişiyor!

PARA İŞÇİYE DEĞİL PATRONA!
Yeni yayılan bilgiye göre, zaten söz konusu para işçilere de verilmeyecek! İşçilere verilmesi için patronların hesabına gönderilecek! Bu parayı işçilere “dağıtacak” patronların arasında, yıllardır yatırımları yapmayanlar, normal zamanda dahi maaş ödemelerini geciktirenler var! Ve bizden bu patronların, içinde bulunulan kriz ortamında hesaplarına yatan nakit parayı, işçilere aynen ödeyeceklerine inanmamız isteniyor! Ve zaten ödemedikleri takdirde devlet tarafından ne yapılacağı da belli değil!
Bu koşullarda, özel sektörde şimdi yaşanan kaos; nisan ayının son günü yaşanacakların yarısı bile değildir! Şimdi bir miktar işçi mart maaşını tam aldı, bir miktar işçi yarım da olsa aldı, bir miktarı da olması gerektiği gibi 3/4 oranında aldı, bir miktarı da hiç alamadı ve herkes nisan bitince ödenecek olan 1500 TL’nin ümidi ile bekliyor, susuyor! Ama nisan bitince hiç maaş alamayanlar toplamın yarısından fazla olacak. Ve 1500 TL’ler ile ilgili hayaller, gerçeğin duvarına çarpacak. Kimisi kapsam içinde olmadığını görecek, kimisi işverenin paranın üstüne oturduğu gerçeği ile yüzleşecek ve bugün yükselen beklentiler hayal kırıklığı ile yerlere düşecek! Kamuda yaşanan elzem/elzem değil şokunun kat kat fazlası özelde yaşanacak!

PLAN YAPMAK BİR HOBİ DEĞİLDİR
Bir kararı almanın, o karar ile ilintili bütün süreçleri kurgulamak ve her bir detayda nasıl uygulanacağı ile ilgili plan, program çıkarmak demek olduğunu bilmeyen bir hükümet pratiği var elimizde. Üç hafta önce alınmış idari kapatma kararının artçı planları, bugün oldu hala yazılı, kayıtlı ve imzalı bir metne dönüşmedi… Plan yapmayı, program çıkarmayı; bir tür boş zaman faaliyeti zanneden, molehiya ayıklayan komşu muhabbeti ile devlet yöneten, yazılı hiçbir metin üretemeyen bir zihniyettir söz konusu olan…
Hayatı boyunca, gece yattığında yaşadığı bütün bir günün analizini kafasında yapmamış; sabah kalktığında önündeki gün boyunca ne yapacağını planlamamış; gelişine yaşayan, anlık kararlarla, el yordamıyla ilerleyen insanlar; iyi insan olmuş, kötü insan olmuş ne fark eder? Böyle insanlar kamu gücünü idare ettiğinde; ortaya tam da şimdi yaşadığımız gibi bir kaos çıkar… O kaosun içinde de her zaman zayıf olan, güçsüz olan ezilir… Kurt sisli havayı, sermaye plansız-programsız alınan kamusal kararları sever…
Böyle zamanlarda da olan sıradan halka olur. Biz “1500 TL ne zaman yatacak” diye beklerken, patronlar deveyi hamuduyla götürürler! Günün sonunda “kapsam dışı” olduğunuzu öğrenirsiniz! İşte budur, bugünlerde çalışma hayatının özeti!