Bolivya’da direniş geri adım attırdı. Asker ve polise verilen sorumsuzca öldürebilme hakkı darbeciler tarafından geri çekildi.
Darbe yönetiminin direnişçileri öldüren kolluk güçlerine ceza almayacakları güvencesini vermesi üzerine yaşanan saldırılarda 34 Bolivyalı öldü, 832’si de yaralandı. Ancak meşruiyet krizini aşamayan darbe yönetimi tepkiler karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
Bolivya’nın seçilmiş devlet başkanı Sosyalizme Doğru Hareket lideri Evo Morales’e karşı darbe yapan faşistler, halkın direnişi karşısında zorlanıyor.
Halk hareketini bastıramayan ve her hareketlerini ABD’den emirle uygulayan faşist darbe yöneticileri, kolluk güçlerine “kendini savunmak ve orantılı olmak şartıyla” halkı vurma hakkını vermişti. Buna dayanarak sokakta kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere halkın üzerine ateş açan asker ve polislerden kimse ne yargılanacak ne de bir ceza görecekti.
Bu yeni tanınan “hak”la birlikte kolluk güçleri de sokakta direnen halk güçlerine pervasızca ateş açmaya başladı. Direnişin patlak vermesinden bu yana 34 ölü veren Bolivya halkı, öldürülenlerin hemen hepsinin polis ve askerin açtığı ateş sonucu olduğunu bildiriyor. 832 kişi de aynı çatışmalarda yaralandı. Bu çatışmaların en kanlısı El Alto şehrinde ordunun ve polisin açtığı ateş sonucu 10 kişinin öldüğü 19 Kasım günü yaşanmıştı.
Ancak insan haklarını ayaklar altına alan bu madde uluslararası alanda da duyulmuş ve büyük tepki çekmişti.
Şu ana kadar ayaklanmayı bastıramayan darbeci yönetim ise bu açık saldırgan kararlarını dünyaya kabul ettiremeyince ve sokaktaki direniş dinmeyince geri adım atarak bu kararı geri çektiklerini ilan etmek zorunda kaldılar.
Bolivya darbecileri bu kararı “sokaklardaki direnişin dinmesi sonucu” aldıklarını savunsa da Bolivya halkının direnişi son bulmuş değil.
