Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Rahvancıoğlu Pile’deki maçla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Rahvancıoğlu açıklamasında, Kıbrıs’ta “peace keeping mission” ile bulunan BM’nin bir futbol maçının bile güvenliğini sağlayamayacağını beyan etmesinin, ciddi bir tutarsızlık olduğunu vurgularken, “o halde bunun içine neden çöreklendiniz” sorusunun sorulması gerektiğini belirtti.
Ayrıca Rahvancıoğlu, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş”bir ün siyasal fikir olduğunu,tartışılabileceğini, tarafların fikirlerini söyleyebileceğini ancak bunu federasyonu savunurmuş gibi yaparak tartışmanın, samimiyetsizlik olduğunu belirtirken ,bu tavrın federasyonun altını çizmek olduğunu da vurguladı.
Açıklama şöyle:
Şu Pile’deki maç konusunda, Akıncı sırf 25 Kasım’da eşi vasıtasıyla saraydan sokağa müdahale etti diye susacaktım. O tarihte beraber yürüdüklerinin hayrını görsün diye seyredecektim olup biteni. Ama huyum kurusun, susamadım… Çünkü aslında sorun Akıncı’nın şahsı ile ilgili bir sorun da değil…
Dıştaki öznelerin çıkarları bir yana; yıllardır Kıbrıs sorununun ayrı Türk devleti veya Türkiye’ye entegrasyon yolu ile çözümlenmesini isteyenler ile Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş yolu ile çözümlenmesini isteyenler kapışıp durur bu ufacık adada. Federasyon denen model de bu iki kapışan tarafın uzlaşabileceği bir zemin olarak önerilir. Akıncı bu modeli savunan bir duruşa sahip, Anastasiadis ise bir süredir bizi çeşitli biçimlerde Kıbrıs Cumhuriyeti’ne razı olmaya davet ediyor. Bu iki görüşmeci fikirlerinden dolayı eleştirilebilir ama pozisyonları ile tutarlı davranmadıkları iddia edilemez… Oysa Kıbrıs’ta “peace keeping mission” ile bulunan BM’nin bir futbol maçının bile güvenliğini sağlayamayacağını beyan etmesi, ciddi bir tutarsızlıktır. O zaman sormazlar mı size, madem ne demeye çöreklendiniz bunun içine? Bir maç için bile girişimde bulunmayacaksanız; bize, barışa ne faydanız var? Sormazlar! Çünkü oluk oluk akan foncuklar ansızın kesiliverir sonra…
Onlar soramaz ama biz sorarız, federasyonu savunan Akıncı’ya, “boşver yahu eşitliği sivil geyin da git maça” diyenler, madem sıradan bir vatandaş olarak katılsın isterler, neçin önemserler katılıp katılmadığını? Maça gitmeyen on binlerce sıradan vatandaştan ne farkı var Akıncı’nın? Gitse nolacak, gitmese nolacak?
“Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş” bir siyasal fikirdir. Oturur tartışırız, biz de karşı fikrimizi söyleriz. Ama bunu federasyonu savunurmuş gibi yaparak tartışmak, takiye yaparak federasyon kılıfında sokuşturmak samimiyetsizliktir. Her şeyden öte, federasyon fikrinin altını oymaktır… Çıkar halka dersiniz ki “siz kimsiniz da eşitlik, saygı vs beklersiniz seçtiklerinize. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde vatandaşlık hakları neyinize yetmez!” Halk da ona göre karar verir fikirlerinizi değerlendirirken… Belki beğenir, belki beğenmez… Beğenmezse tekrar anlatırsınız, tekrar anlatırsınız, tekrar anlatırsınız… En azından fikirsel mücadelenize saygı duyarız… ki bunu yapanlar var, şahsen aynı fikirde olmasam da saygı duyuyorum, dürüstlüklerine, cesaretlerine, tutarlılıklarına… Ama hem “federasyoncuyum” deyip hem de bu olayda BM’ye hiç kabahat bulmayanlar için aynısını söyleyemiyorum…
Son olarak, HP’den bazı kişilerin ise bu konuyu Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik değerlendirme girişimi de çok çiğ bir görüntü çiziyor… KC’cilerin Akıncı’yı eleştirirken alt metinlerini söylememeleri gibi, HP’ciler de “biz olsak en baştan gitmeyi kabul etmezdik maça” noktasını söylemiyorlar…
Sonrası, “vurun abalıya”… O “vuranların” yarısı esas projesini söylese, görürüz yanlarında kaç kişi kalır… Ama neyse gölgelerden yürütülen siyasi mücadele de bu kadar olur. Bakın güneş battı, gölgeler gitti… Geriye ne kaldı? Üç gün önce TC’ye bağlı polise kitap yasağı ile ilgili ayar veren Akıncı, üç gün sonra bir maçı bile Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş fırsatı gören Kıbrıslı Elen şövenistlerine tavır aldı… Beğeniriz beğenmeyiz burda bir duruş var… Omurgası olmayanınsa duruşu da olmaz…