Gectiğimiz gün Rojava’da bir yasal düzenleme ile ilgili güzel bir haber düştü sosyal medyaya. Okuduk, heyecanlandık. Ah be! Bizim buralarda da elbet göreceğiz dedik.,
Diyordu ki; hayvanlara zulmeden bir kişi 8 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Yani neymiş efendim, sen zulmünü yapacaksın, bir kaç asgari ücret tutarında cezayı ödeyeceksin ve ettiğin zulüm yanına kalacakmış…
Yok öyle yağma devrimci bir perspektif geliştirmeye çalışan coğrafyalarda.
Nerede diye sorsanıza, hayvanlara yönelik zulme karşılık verilen bu saçma para cezası. Hadi sorun çekinmeyin.
“Sormaya ne hacet? Tabi ki kktc’de.” dediğinizi duyar gibiyim.
Lafı fazlaca uzatmaya gerek de yok. Öyle dümdük! Bir çoklarının söylemek istediğini; bu satırlar aracılığıyla, bu büyük yığın adına söylemeyi görev bilirim.
Biz kadınlar ve erkekler gibi; sevinç, korku,acı, kaygı vb hisleri olduğunu göz ardı ederek; dolaşma,yaşama,barınma hakkını ve kullanabileceği alanları; sırf düşünebildiğin ve dönüştürmeye kabiliyetli olduğun için gasbedeceksin, bu işgal nedeniyle oluşan kaçınılmaz karşılaşmalar sonucunda da onlara her türlü kötü muamele yapabilme hakkını küstahça kendinde göreceksin.
Devlet dediğiniz kktc ‘nin yasalarına göre de bu ettiklerinin bedelini banknotlarla ödeyeceksin.
Vicdanların kabul edemeyeceği bu yasalar derhal değişmeli, Rojava örneğindeki gibi, ister hayvan, ister kadın veya erkek; herhangi bir canlıya zulmedenler, insanın hayvanların dolaşma özgürlüğünü kısıtladığı gibi bu haktan mahrum edilmelidirler.
Yani bu suçun bedelini hapis cezası ile ödemelidirler.
Yusuf Özgü Sertel
Bağımsızlık Yolu