Eğer milyonerler vergi borçlarını ödeseydi, ABD’nin kamusal hizmetlere ayırabileceği çok daha fazla parası olurdu
[Çevirenin Notu : Vatandaşlık geliri (ya da temel gelir), bir ülkenin vatandaşlarına veya o ülkede ikamet eden herkese, herhangi bir koşul ve karşılık aranmaksızın, asgari bir nakit transferi yapılmasıdır. Böylece insanlar, en temel gereksinimlerini dahi karşılayamamak gibi bir endişeyle yaşamak durumunda kalmazlar.]
Hepimiz kabul etmeliyiz ki: ABD gibi varlıklı bir ülkede kimsenin fakir olmaması gerekir. Fakat hala ABD’lilerin yüzde 15’i fakirlik sınırının altında yaşıyor. Belki de en iyi çözümlerden biri en eski ve basit çözümlerden biridir de: herkese koşullardan bağımsız ‘vatandaşlık geliri’ garanti edilmelidir.
Destekçileri tarafından ‘evrensel temel gelir’ de denilen bu fikir Amerikan tarihi boyunca destekçi bulmuştur. Fakat aynı zamanda belirli bir nedenden dolayı bitmek bilmeyen eleştirilere maruz kaldı: “Tasarruf” savunucuları ya ‘evrensel temel gelir’ fikrine gücümüz yetmez diyor ya da sosyal güvenlik için anlamsız harcamalar yapıyorlar.
Geçtiğimiz hafta ortaya çıkan Panama Belgeleri’yle bu argümanları sona erdi. Bunlar, milyonerlerin ilk etapta servetlerini kazanmak için kullandıkları insanlara haklarını vermemek için özenle hazırladıkları metodların açığa çıktığı belgelerdi.
Yollar ve ulaşım altyapısı. Eğitimli işgücü. Mahkemeler ve hukuk sistemleri. Hükümet finansmanları vasıtasıyla yapılan yenilikler, internet gibi. Hiç kimsenin –ne kadar çalışkan ya da akıllı olduğuna bakılmaksızın- bu ortak kaynaklardan yararlanmadan Amerikan ya da küresel elite dâhil olma şansı yok.
Ama çalışan ve orta sınıf aileler vergilerini öderken, Panama Belgeleri toplumun sadece yüzde 1’ini oluşturan kesimin yıllardır ABD’lilerin vatandaşlık haklarını ve ortak çabanın faydalarını çalıyor olduğunu hatırlattı.
Daha da kötüsü yine aynı küresel elit, herkesin eğitim, sağlık ya da temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasının mümkün olmadığını savunurken yoksulluğu ortadan kaldırmanın ya da sosyal hizmetlerin geliştirilmesinin de her Amerikalıya sadece geçinecek kadar gelir düzeyi sağlayarak mümkün olabileceğini söylüyor.
Vergi Adaleti Ağı, küresel elitin 21-32 trilyon dolar vergilendirilmemiş mal varlıklarının olduğunu tahmin ediyor. Açıkçası, bu miktarın sadece bir kısmı küresel elitin Amerika ya da daha başka bir ülkeye olan borçlarını gösteriyor –ABD’deki en yüksek vergi dilimi, gelirin yüzde 39,6’sıdır. Fakat unutulmamalıdır ki Amerika’daki her yetişkine 2 bin dolar temel gelir vermenin yıllık maliyeti sadece 563 milyar dolar olacaktır.
Hiçbir Amerikalının korkunç bir yoksulluğun içine düşmediğine emin olmak için daha yüksek bir temel gelir verildiği durumda (yılda 12 bin dolar) ise yıllık maliyet 3,6 trilyon dolar olacak diyebiliriz. Bu büyük bir rakamdır, fakat Panama Belgeleri ve küresel vergi kaçaklığı merceğinden değerlendirildiğinde bir kez daha çok makul görünüyor. Çünkü gerçek şudur ki; bizler yüzyıllardır sistematik bir şekilde varlıklı insanlar tarafından soyulduk. Bizler kuruşun hesabını yaparken onlar tüm bu çaldıkları paraları servetlerine servet katmak için kullanmışlardır.
Yeter. Kendi problemlerimizi çözecek paramız var. İlk yapmamız gereken şey küresel eliti bizim olanı saklamaması ve istiflememesi için durdurmaktır. Yalnızca vergi kaçakçılığını önlemek için sert önlemler almak tüm önceliğimiz değildir fakat Panama Belgeleri kemer sıkma politikalarının kocaman birer yalan olduğunu ortaya koyuyor.
Tüm Amerikalılara bir hayat sağlamak için evrensel temel gelirlerin iyileştirilmesi gerek, tıpkı uzun zaman önce -1776’da- özgürlük ve mutluluk peşinde koşulacağı sözünün verildiği gibi. Bazıları koşulsuz nakit hibe kavramına ya da herkes tarafından kullanılacak olmasına katılmıyor olabilir. Ama paramız yok demeyin.
Çeviren : Feray Yalçuk