8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Omorfo’da ilk kez yürüyüş gerçekleştirilmesiyle, Omorfo dün tarihi günlerinden birini yaşadı.
Bağımsızlık Yolu Omorfo Birimi’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı. Omorfo Terminali’nden başlayan yürüyüşte, “Omorfo’ya sığınma evi”, “Toplumsal, sınıfsal, cinsel sömürüye son”, “Devrim kadınla olur” ve “Patronsuz pezevenksiz bir dünya istiyoruz” gibi pankart ve dövizler yer aldı.
Sloganlar eşliğinde bandabuliya önüne gelen eylemciler, burada basın açıklamalarını okudu. Eylemde ayrıca Akçay Kültür Sanat Derneği (AKDER)’den Nisbet Kızılyürek ve ODTÜ-KKK SDT adına söz alan öğrenciler alarak açıklamalarda bulundu.
8 Mart’ın kutlama değil bir mücadele günü olduğu vurgulanan açıklamada, yetkilere çağrı yapılarak, Omorfo bölgesi dahil ülkenin ihtiyaç duyulan her yerine sığınma evi açılması için bütçe ayrılması ve bu konuda acil ve ciddi bir planlamaya gidilmesi talebinde bulunuldu.
Basın açıklaması şöyle:
8 Mart 1857’de New York’ta grev sırasında ölen yüzlerce emekçi kadının direnişiyle sembolleşen bir mücadele günüdür 8 Mart.
1857’den bugüne değişen, yapılan cinsiyet ayrımının ve sömürünün görüntüsüdür sadece. Bu toplumsal yapı içerisinde kadının emek gücü daha değersiz görülüp kadınlar daha ucuza çalıştırılıyor. Biz bugün burda kadının iş hayatındaki sömürüsüne hayır demek için toplandık.
Dünyanın her yerinde kadına şiddet artıyor, kadın hala kocanın malı ve tek görevi anne olmak olan bir varlık olarak görülüyor.
Ülkemizde ise kadının aile içi maruz kaldığı hem fiziksel hem de psikolojik şiddetten kaçabileceği, sığınabileceği bir sığınma evi dahi yoktur. Sığınma evi ülkenin çeşitli yerlerinde bir ihtiyaçken, ülkede tek bir sığınma evi dahi olmaması kocaman bir utançtır.
Bizler, yetkilileri, bölgemiz Omorfo’da da dahil olmak üzere ülkenin ihtiyaç duyulan her yerine sığınma evi açılması için bütçe ayırmaya ve bu konuda acil ve ciddi bir planlamaya gitmeye çağırıyoruz.
Kendi halkının şiddete uğrayan bireylerine bir alternatif bile sunamayan bir yönetimin hiçbir meşruiyeti olamaz. O yüzden biz bugün burda kadına şiddetin sona ermesini haykırmak ve sığınma evlerinin gerekliliğine dikkat çekmek için toplandık.
Toplum kadını basmakalıp sınırları içerisine hapsetmeye çalışırken, ona yapamayacağı işleri, meslekleri ve hatta hareketleri sıralarken kadının sağlığını bir an bile düşünmüyor. Kadınların ve erkeklerin eşit olmadıklarını sokakta yürürken bile kadının yüzüne çarpıyor.
Kadınların toplumun çizdiği sınırlara hapsolmaması ve herkese eşit bir dünya yaratmak için biz bugün burda toplandık. Kadını seks objesi olarak gören, kadının tecavüze uğramasını kadının suçu sayan, giydiği kıyafetin, dışarda olduğu saatin tecavüz sebebi olabileceğini kabul eden zihniyetler oldukça kadınlar ne sokakta ne işte ne de evde rahat edemeyecekler.
Kadına tecavüzün ve tacizin hiçbir şekilde meşrulaştırılamaması, kadının sokakta istediği saatte istediği kıyafetle gezebilmesi için biz bugün burda toplandık. Toplumun özgürleşmesi, en önce o toplumun kadınlarının özgürleşmesinden geçer.
Bizler, bugün burda olsun veya olmasın daha eşit, daha adil ve daha refah bir yaşamın özlemini duyan bütün kadınların sesi olmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini yükseltmek için toplandık.
Ayrıca unutulmamalıdır ki, bu mücadelede erkeklere de büyük bir sorumluluk düşmektedir. Erkekler, erkek-egemen toplum yapısının kendilerine sunduğu haksız ayrıcalıkların konforuna kapılmak yerine, bu eşitsiz ve adaletsiz durumun ortadan kalkması için en başta kendi ayrıcalıklarını sorgulamalılar ve gerek ev içinde, gerek işyerinde gerekse de sokakta kadınlar ve erkekler arasında var olan eşitsizliğin ortadan kalkması için mücadele etmelidirler.
8 Mart bir mücadele günüdür
Bu günü bir “kutlama” günü olarak gören, kadınların yaşadığı sorunlara dair tek bir söz söylemeyip “kadınlar gününü” kutlayarak sorumluluktan kaçabileceğini düşünen herkes yanılmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği sürdükçe; çocuk bakımı dahil olmak üzere ev işleri çoğunlukla kadınların sırtına yüklendikçe; kadınlar sokakta, evde, işyerinde ve toplumun her alanında eşitsiz bir konumda bulundukça bu gün bir mücadele günü olmayı sürdürecek ve 8 Mart 1857’de New York’lu emekçi kadınların canları pahasına yaktığı bu ateş, canlılığını korumaya devam edecektir. Bu sorunların üstesinden geldikten sonra ise, işte o zaman 8 Mart’ı özgürce kutlayabiliriz.
Ancak şimdilik mücadele sürüyor, ve biz, Omorfo’ya sığınma evi talebimizi bir kez daha dile getirip, bir kez daha haykırıyoruz :
Devletin görevi sığınmaevi !
Bağımsızlık Yolu Omorfo Birimi