Ülkemizde özel sektör çalışanlarının zamanlarının büyük bir çoğunluğunu geçirdikleri işyerlerinde maruz kaldıkları sıkıntılardan neredeyse herkes haberdar. Ama bu sıkıntıların çözülmesi yolunda hemen hiçbir ciddi girişim yok. Siyasi partiler, kamu sendikaları, hükümetler, mahkemeler ve medya; özel sektörde can kaybı ile sonuçlanan bariz sorunlar yaşanmadıkça susmayı tercih ediyorlar.
Onbinlerce insanımızın, uyanık geçirdikleri zamanın yarısından fazlasını kapsayan ve hemen her gün tekrar tekrar yaşadıkları iş yaşamındanki sıkıntıları, hem çok bilinen hem de yüksek sesle konuşulamadığı için gizli kalan bir nitelik arzediyor…
Gelin kısaca bunların ne olduğuna bakalım:
1- Özel sektörde işe başlarken yasal olarak yapılması zorunlu ve maaş, iş tanımı, haklar vb. konuların belirtildiği sözleşmeler yapılmıyor.
2- İşe başlarken sözleşme yapmayı “unutan” birçok patron, çalışanlarından daha işe başladığı gün tarih kısmı boş bırakılmış ve gerektiği zaman kullanılmak üzere saklanacak “istifa” yazısı almayı ise unutmuyor!
3- Patronlar işyerlerinde kral gibi davranıyor. Özel sektör çalışanları görev tanımlarına uymasa da kahve yapma vb. keyfi arzulara yanıt vermek durumunda kalıyor.
4- Özel sektör çalışanlarının tüm geleceği patronların iki dudağının arasında. Hiçbir sağlam gerekçe göstermeden her an işçileri işten atan patronların birçoğu, aslında kendilerine ciddi bir külfet oluşturmayacak ihbar sürelerine de uymuyorlar.
5- Patronların bir çoğu, işten durdurdukları işçiler için “hırsızlık”, “hakaret”, “kendi isteği ile” gibi ispata muhtaç duruş nedenleri gösterdiği halde; sigorta dairesi sadece patronun beyanı ile bu duruşları anında kabul ediyor.
6- Patronlar tamamen yasa dışı bir şekilde; “deneme süresi” diyerek çalışanların sigorta yatırımlarını üç ay geç başlatıyor veya sigorta kaydı yapsa dahi yatırım yapmıyor veya hiçbir zaman sigorta kaydı ve yatırım yapmıyorlar.
7- Birçok işyerinde özel sektör çalışanlarının maaşları gününde ödenmiyor. Geciktiriliyor veya harçlık gibi parça parça ödeniyor.
8- Patronlar Sigorta yatırımlarını yaptıkları zamanlarda da yatırımları gerçek maaşlar üzerinden göstermiyorlar.
9- Patronlar, ceza adı altında veya iş yerinin zarara uğratıldığı bahanesi ile tamamen yasa dışı ve keyfi bir şekilde çalışanların maaşlarından kesintiler yapıyor.
10- Maaşlar nakit olarak ve imzalı bir bordro sunulmadan ödeniyor. Böylece çalışanlar gerçek maaşlarını ispatlayamıyorlar.
11- Yasal olarak günlük sekiz saat, haftalık 40 saat olması gereken mesai; özel sektörde günlük 9-10 saat, haftalık 50 saat civarında gerçekleşiyor. Özel sektör çalışanları sabah sekizde başladıkları işlerinden akşam yediden önce ayrılamıyorlar.
12- Yasaya göre tamamen gönüllü olması gereken ve patron tarafından mecbur bırakılamayacak olan ek mesai, özel sektörde normal mesai gibi sıradan bir olay olarak gerçekleşiyor. Fazla mesai yaptırdığını kabul eden ender patronlar da bu ek çalışmaların ücretini ödemiyor.
13- Resmi Tatiller Yasası’nda belirtilen ve özel sektör işçilerinin çalıştırılmaması gereken tüm günlerde (Yılbaşı, Cumhuriyet Bayramı, 1 Mayıs, 19 Mayıs, bayramlar vb.) zorunlu mesai yaptırılıyor. Cumartesi günleri de yasaya aykırı olmasına rağmen tamamen angarya olarak mesai günü sayılıyor.
14- Birçok özel sektör işyerinde çalışanlara yıllık ücretli izin kullandırılmıyor. İzin kullanırılan yerlerde de izinde geçen süreler maaşlardan düşülüyor. İzni ücretli kullandırıp maaştan düşmeyen yerlerde ise, yasal hak olan 14 iş günü kuralına uyulmuyor. (Bu hak 5 yıldan sonra artar.)
15- İşçilerin çoğu, yıllık izinde, doğum izninde veya hastalık izninde olduğu zaman içerisinde işten atılıyor. İzin sonunda işine geri dönen işçi, durdurulduğunu öğreniyor.
16- İşçilerin yasal hakkı olan ve ölüm-doğum gibi durumlarda kullanılabilecek mazeret izinleri kullandırılmıyor.
17- Sadece inşaatlarda değil, özel sektörün her alanında alınması gereken iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili önlemler alınmıyor. İşçiler hiçbir can güvenliği olmayan koşullarda çalıştırılıyor.
18- Hamile kalan kadın çalışanlar ya hemen ya doğum iznindeyken işten durduruluyor. İşten durdurulmayanlara doğum izni yasal sürelere uygun verilmiyor veya emzirme izni gibi doğum sonrası hakları kullandırılmıyor.
19- Özel sektörde sendika üyeliği en büyük günah ve asla affedilmeyecek bir suç muamelesi görüyor. Sendikalaşma olasılığı olan personel anında işten durduruluyor.
20- Sorunlarını mahkemeye taşıyan emekçiler, tüm taleplere rağmen iş mahkemeleri kurulmadığı için; cinayet vb. suçlara da eş zamanlı bakan ve çalışma yaşamı ile ilgili konuları küçümseyen bir muameleye maruz kalıyorlar.
Ve sonuna kadar okuyanlar için bir de bonus bilgi:
21- Bağımsızlık Yolu, tüm bu sorunların çözümü için ısrarlı bir kampanya ile “Özel Sektörde Sendikasız Çalıştırılmanın Yasaklanması”nı talep ediyor. Bu çağrı Bağımsızlık Yolu tarafından TDP ile birlikte meclis gündemine de yasa önerisi olarak sunulduğundan; patronlar en çok bu yasa tasarısının geçmesinden korkuyor.
Münür Rahvancıoğlu
Bağımsızlık Yolu Üyesi