19 TEMMMUZ – MUSTAFA BATAK

 

Bir 19 Temmuz hatırlıyorum, dönemin Türkiye Cumhuriyeti başbakanı tayyip erdoğanın 20 Temmuz öncesi Kıbrıs’ın kuzeyini ziyaret edeceği ve o döneme ilişkin ‘‘Kıbrıs Sorununa’’ dair sözde temaslarda bulunarak, çözümsüzlüğe bir ilmik daha atacağı…

 

 

Bir 19 Temmuz hatırlıyorum, gerek Türkiye halklarının yaka silktiği gerekse de Kıbrıslı Türklere ’’besleme’’ diyerek hakaret ettiği ve gönderdiği paketler ile halkın geleceğini karartıp, onların kendi ülkelerinde söz söyleme haklarını elinden aldığı..

 

 

Daha birkaç yıl önce sözü edilen pakete karşı ard arda eylemler yapılmış, tutuklamalar olmuş ve ilk kez biber gazı kullanılmıştı. Bu eylemlerin neticesinde de örgütler toplanmış ve tayyip erdoğanı protesto etmek istemişti…

 

 

O dönem, örgütler ilk kez bu denli bir protestonun gerçekleşeceğinin bilincindeydi. Ve yine örgütler, sokakta eylem yapma özgürlüğüne sahip olduklarını, bunun anayasal bir hak olduğunu biliyorlardı. Ancak örgütler, polisin sabah itibariyle sendika binalarını basarak asılan pankartı indireceklerini, yolda, sokakta, kısaca tayyibin geçeceği veya geçme ihtimali olduğu hemen her yerde olağan üstü hal ilan ederek pervasızca müdahale edeceğini bilmiyordu…

 

 

OKOKOKOKOK

 

Hatırlıyorum da tam da böyle olmuştu, sendika binaları basılmış, örgütlerin toplanma yerinin önü tıkanmış ve insanlara adım attırılmamıştı. Ancak şükrancılar için her türlü imkan sağlanmış hatta otobüs kaldırılarak destek olunmuştu. Ve yine hatırlıyorum da halk sokakta protesto ederken, parlementarist sol tayyibin kuyrukçuluğunu yapmak için sıraya dizilmişti…

 

 

 

Tüm bunlara rağmen artık eylem onur mücadelesine dönüşmüş, örgütler ve bağımsız aktivistler batırılan Kıbrıs Türk Hava Yolları önünde toplanmış, ‘’Emperyalist Kuşatmayı Reddiyoruz, Paranı da Memurunu da Paketini de İstemiyoruz’’ pankartının önünde konuçlanmıştı.

 

 

 

Daha sonra ise olan olmuştu zaten. Polis insanlara şiddet uygulamış birçok kişi ağır şekilde yaralanmış ve 6 kişi göz altına alınmıştı. Hatta o gün KTHY önünde yaşananlar Kıbrıs’ın kuzeyinde büyük yankı uyandırarak insanların yaşananları sahiplenmesine yol açmıştı. Orada olup o anı yaşayan veya yaşamayan herkes polis şiddetini ve tayyip erdoğanı kınıyordu…

 

 

Fakat bir o kadar da tedirgindi. Çünkü ortada polis, şiddet ve fiziki müdahaleye maruz kalan birçok insan vardı. Bu bağlamda devam eden sürecin devamında göz altına alınan 6 eylemciye dava açılmış ve ’polisi görevinden men’ etmek suçu üzerine yargı süreci başlamıştı…

 

 

Tam 3 yıl sürdü bu dava. Geçen 3 yılda o gün unutturulmak istensede o günü yaşayan veya ucundan kıyısından o güne dair sözü olan hemen herkes o günü sahiplendi ve davaya giden eylemcilere destek vererek 19 Temmuz günü yaşananları unutturmadı.

 

 

 Sözü edilen dava 8 Eylül 2014 Pazartesi günü sonuçlandı. Tutuksuz yargılanan eylemciler beraat etti. Zaten neticenin beraat olacağı belliydi. Fakat böyle bir karar beklenmiyordu. Duruşma anını takip etme fırsatı bulan arkadaşların dava sonrası gözlerinden zafer coşkusu okunuyordu. Çünkü verilen sadece o duruşmanın kararı değil, Kıbrıslı Türk halkının geleceğiydi de aynı zamanda. Sokağa çıkıp haklarını en demokratik şekilde arayan kişilerin meşruluğunun önünde, devletin en önemli organı olan yargı dahi duramadı. Egemenlerin buradan bir çok sonum çıkarması gerekmektedir. En önemli sonuç ise ‘‘padişahlar’’ ülkeyi ziyaret ettiğinde anayasanın değişmemesi gerçeğidir!

 

 

 

Artık zafer ile sonuçlanan ve hep böyle anılacak olan bir 19 Temmuz var önümüzde. Onyıllar da geçse bu zafer unutulmayacak ve hakimin söylediği ‘‘polis o an görevini yapmıyordu’’ sözü hatırlanarak sokakların bizim olduğu her fırsatta egemenlerin yüzlerine vurulacak…

 

Be the first to comment

Leave a Reply