Baraka Kültür Merkezi, Bağımsızlık Yolu, Toplumcu Demokrasi Partisi, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, KTÖS, KTOEÖS, KOOP-SEN, BKP, BASIN-SEN, Doğu ve Güney Doğu Kültür Derneği, Boran Kültür Derneği, YKP; bugün, Meclis’ten geçen ve onaylanmak için Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen Din İşleri Dairesi Yasası’nın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmaması için Cumhurbaşkanlığı önünde basın açıklaması yaptı.
Örgütlerin ortak açıklaması adına konuşan Baraka aktivisti Nazen Şansal, açıklamanın muhalefet edilen söz konusu Yasanın hem toplumsal hem de Anayasal sakıncıları olduğuna değindi. Örgütler görüşlerini iletmek ve Cumhurbaşkanı’nın Yasa’ya onay vermemesini talep etmek için, Cumhurbaşkanı Müsteşarı, Özel Kalem Müdürü ve Hukukçusu ile bir toplantı gerçekleştirirken; söz konusu toplantıyı Cenevre hazırlıkları sebebi ile toplantıya katılmayan Cumhurbaşkanı ile yapma arzusunda olduklarını ve bu konunun en az Cenevre kadar hatta daha fazla ülkemizin geleceğini ilgilendirdiğini belirtti.
Yapılan açıklamada, Yasa’ya muhalefet eden örgütlerin din düşmanı olmadıkları ve herkesin din ve vicdan özgürlüğüne saygılı oldukları vurgulandı. Ayni zamanda, diğer tüm alanlarda emek veren çalışanların olduğu gibi din hizmetlerine emek veren çalışanların da özlük haklarının iyileştirilmesine karşı olmadıklarını fakat bu Yasa’nın bu amacı taşımadığına dikkat çekildi. Aksine, söz konusu Yasa’nın ülkemize ve halkımıza empoze edilen muhafazakarlaştırma ve Sünni İslamlaştırma projesinin bir devamı olduğunu belirten örgütler, bu projenin sonuçlarını bugün Türkiye ve Orta Doğu halklarının en acı şekilde ödediğini dile getirdi. Bu projenin diğer yansımalarınınsa yasa dışı Kuran Kursları, Koordinasyon Ofisiyle yaşanılan süreç ve gençlerin kız-erkek olarak ayrılarak gönderildiği kamplar olduğu belirtildi.
Laiklik ilkesine aykırı bir şekilde sadece Sünni İslam’a önem veren,dışarıdan gelen din görevlilerini ülkemizin maaşlı memuru haline getiren , Din İşleri Dairesi’ne bir bakanlığınkine eşdeğer yetkiler ve mali özerklik veren bu Yasa’ya karşı çıkmanın verilen varoluş mücadelesinin bir parçası olduğuna ve bugün eğitim, sağlık, sığınma evi, sosyal hizmetler, çalışma yaşamı gibi alanlardaki eksikliklere rağmen din işleri personelinin 67’den 346’ya çıkarılmasının kabul edilir olmadığı vurgulandı.
Yasa’nın onaylanıp yürürlüğe girmesi durumunda camilerde ve müştemilatında her türlü faaliyeti yapma yetkisi olan Din İşleri Dairesi’nin zaten Kuran kurslarına da yasal zemin kazandıracağı bu yüzden CTP’nin komiteden oybirliği ile geçirdiği Yasa ile ilgili konuyu sadece Kuran kurslarına indirgemesinin ve bundan dolayı kurslarla ilgili maddenin Yasadan çıkarılmasını başarı olarak sayarak sözde muhalefet ettiği vurgulandı.
Örgütler, kamu oyunda neredeyse hiç tartışılmadan Meclis’ten geçirilen bu Yasa’nın Anayasal denetim olmaksızın, katılımcı demokratik toplumsal süreç yaşanmadan yürürlüğe girmesinin geleceğimiz için çok büyük tehlikeler içerdiğine dikkat çekti ve tüm ilerici örgütler olarak bu konuda birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.