1 Mayıs yaklaşıyor…
Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu sene 1 Mayıs, Kıbrıslı Elenler ve Kıbrıslı Türkler tarafından ortak düzenleniyor.
1 Mayıs’taki ortak toplanma yeri ise şu an Çetinkaya Spor Kulübü tarafından kullanılan tarihi Taksim sahası…
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Elenler Taksim sahasında ‘Taksime’ karşı ortak bir irade sergileyecekler, bir arada yaşam, barış ve bağımsız bir Kıbrıs için ortak mücadele mesajları verilecek. Özellikle içinden geçmekte olduğumuz ve iplerin ada üzerinde yaşayan halkların elinde olmadığı bir dönemde öylesi bir ortak irade ve mücadele beyanı barış süreci için değerli ve anlamlıdır. Fakat başka bir açıdan da anlamlı ve değerlidir, barışı ve her iki halkın bir arada yaşama istencinin egemenlerin tekelinden kurtarıp; halkların, insanların ve gerçek yaşamların barışı haline dönüştürebilmek açsından da önemlidir. Ki esas meselede aslında bu noktadan sona başlıyor.
*
Hem kuzeyde hem de güneyde 1 Mayıs’a ekonomik ve sosyal yıkım gümbürtüsü içinde yaklaşıyoruz.
Kıbrıs’ın kuzeyinde bir yandan Ankara’nın dayattığı ekonomik paketler ve sermayenin saldırılarıyla birlikte özelleştirmeler kıskacına alınan Kıbrıslı Türkler, bir yandan da kendi öz kurumlarının ellinden alınmasıyla birlikte, yoksullaşmakta; hatta toplumsal ve kültürel kimliği tehdit edici politik/manevi yaptırımlarla karşı karşıya getirilmektedir.
Çalışma koşulları gittikçe kötüye giderken, diğer yandan da çalışma ve iş seçme özgürlükleri patronlar tarafından gasp edilerek, fütursuzca işten çıkarmalar gündeme damgasını vurmaktadır. Gittikçe artan işçi ölümleri, bir kazaymış gibi gösterilere işçi cinayetlerinin üzeri örtülmekte, patronlar ve onların kollayıcıları aklanmaktadır. Genç nesiller, geleceksizleştirmeyi gittikçe daha da derinden hissederken, hissedilen şey bir neslin varoluş sorunsalı haline dönüşmekte. Alım gücü gittikçe azalırken, kazanç da düşmekte, hayat pahalılığı ile alım gücü arasındaki açı büyümekte…
Kuzeyde durum böyleyken güneyde de manzara iç açıcı değil. Troyka tarafından dayatılan paketler ve özelleştirme anlamına gelen ekonomik revizyonlarla birlikte Kıbrıslı Elenler gittikçe yoksullaşmakta. İşsizlik ve yoksulluğun artmasıyla birlikte toplumsal mutsuzluk ve huzursuzluk da yaygınlaşmakta.
Kıbrıs’ın her iki kesiminde de kaygı halkların ortak halet-i ruhiyesi halini almakta…
*
Öte yandan faşizm de son 2 ayda yaşadığımız olaylarla birlikte kendini hatırlattı. Gerek ELAM gerekse de Ülkü Ocakları iki halk için hem içinde bulunduğu halk için hem de adadaki barış ve kardeşliğin gelişimi için ciddi bir tehlike ve tehdit unsuru olduğunu göstermiştir.
Faşizm tehlikesini her ne olursa olsun küçümsememek ve gelişmesinin önünde önlemler almak, ada halklarının birlikteliğinin selameti açısından elzemdir. Bu noktada da en önemli direngi noktası da her iki faşizme karşı birlikte ve ortaklaşa bir politik ve toplumsal irade gösterebilmektir.
*
1 Mayıs’ın ada halkları için önemi sadece barış ve ortak vatan mücadelesi için değil veya sadece işçi hakları ve daha adil eşit bir ekonomik toplumsal düzen için de değildir. 1 Mayıs’ın ada halkları için önemi barışa ve ortak vatan mücadelesi ile ekonomik, politik ve sınıf mücadelesinin iç içe geçmiş olduğu gerçeğinin yeniden ve yeniden haykırılmasıdır.
Ankara’nın dayatmalarına, Troyka’ya, emperyalist üslerin varlığına, faşizme ve ekolojik yıkıma karşı, barış içinde bir arada yaşamak için, bağımsız Kıbrıs mücadelesini yükseltmek için 1 Mayıs’ta Taksime karşı Taksim sahasına!
Hasan Yıkıcı
Baraka aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.